16.HAFTAYA BAKIŞ! - İsmet BADEM

16.HAFTAYA BAKIŞ!


Her şey o kadar güzel başladı ki, yeni ümitler, yeni seviler ve birbirinden güzel heyecanlı maçlarla birinci yarının nasıl bittiğini adeta anlayamadık. Alınan 5 artı 1 kuralı ile şenlenen ligimizde “alt üst” tanımadan takımlar birbiri ile kıyasıya mücadele ettiler. Herkesin herkesi yenebileceği ve en azından favoriler elini kolunu sallayarak “emek koymadan” maç kazanamayacaklarını anladılar.

Avrupa’da oynayan takımların ayırt etmeden hepsi gereğinde bir şut idmanı ile lig maçına çıkar oldular. Seyahat yorgunu takımlar için yurt dışından döner dönmez oynadıkları birçok maçı “can havli ile kazandılar” kısaca basketbol ligimiz Türkiye’nin ilgisine, sevgisine ve her geçen gün gündeminin ortasına oturdu.

Hiç tanımayan, hiç ilgisini çekmeyenler “tu kaka” diyenlerin bile yüreğinin ortasına bağdaş kuran basketbolumuz Türkiye’nin sporu oldu. Oldu da! Rahat bıraksalar, başka bir isteğimiz yok.

Futbolda tribün içi ve saha dışında yaşanan terör! Gazete sayfalarına taşınan sözlü saldırılar “sponsorları canından bezdirdi” sonunda birer, birer kaçmaya başladılar!

Aman dikkat “basketbolu sıra geldi diyerek” çığırtkanlık yapanlara şans tanımayalım! salonlarda terör estirmeyelim. Basketbolumuza zarar vermeyelim. Sponsorları kaçırmayalım. “Basketbolda sponsorun kadar konuş” dönemi yaşarken “zorla tırnaklarımızla kazıyarak bu noktalara geldiğimiz, marka değerini düşürmeyelim”

Aman nazar değmesin yeni birbirinden heyecanlı maçlarla ikinci yarıya başladık.

Fenerbahçe Ülker 86-82 Türk Telekom

Sezon başında bir türlü beğenimizi kazanamayan ve iyi kadro kuramadığından dem vurduğumuz Türk Telekom Ercüment Sunter’in gelişi ile bambaşka bir çehreye büründü. Yaptığı nokta atışları ve eski iyi oyuncuların katkısı ile lige “renk getiren” iddialı takımlardan biri oldu. Ligin ilk yarısında Fenerbahçe Ülker elini kolunu sallayarak Türk Telekom’u 61-73 yenmişti. O maçta bir tek Barış Ermiş çift haneli 13 sayı atabilmişti.

Maça büyük bir hırsla başlayan Türk Telekom özellikle ikinci çeyrekte 17-25 lik bir üstünlük sağladı. Hem hücumda hem savunmada rakibinden hep bir adım ötede olmaya çalışan Ercüment Hocanın talebeleri istediğini aldı. Ancak dördüncü çeyrekte Türk Telekom 69 sayıda öyle bir kilitlendi ki, dakikalarca milim kıpırdamadan öylece kaldı! Bunda Fenerbahçeli oyuncuların yaptığı baskılı savunmanın büyük rolü var.

Bazen iyi ve mükemmel oynamadan da maç kazanılır. Hele kaçan fauller en büyük handikap olduğu dönemlerde. Türk Telekom’da Carter adeta “tek başlı canavar” gibi maçı almaya çalıştı! Ancak oda 69 sendromu yaşayarak eller yukarı oldu. O anlarda Ercüment Sunter   müdahale etmediği gibi, erken mola almayarak rakibinin “ekmeğine yağ sürdü.” Hep Rakovic diyoruz! Gerçekten, belki eskiden iyi bir pivot olabilir ama “savaşçı kimliğini kaybetmiş”  Ercü Hoca maçın sonunda  oyuna onu dahil etmedi! Aslında iyi bir pivot T.T. yi galibiyete taşıyabilirdi.

Fenerbahçe Ülker cephesinde, beğenin beğenmeyin Fenerbahçeli oyuncular saygıyı hak ediyor. Çünkü asla maçı bırakmıyorlar. Sonucu küçük detaylar belli ediyor. Bu takımın “BEY KOZU” Bjelica. Yine 31.37 oynayarak maçın çoğu zamanını sahada geçirdi. Preldzic takımını iyi yönetirken, Vesely bu takımın “cesur yüreği” olmayı başardı. Oynadığı her an rakip potanın tepesinde görebilirsiniz. Bogdonovic her geçen gün arkadaşlarına, tribüne güven veren basketbol sergiliyor. Goudelock kritik anlarda yine attığı sayılarla nefes aldırdı. Fener savunması, son çeyrekte rakibini uzun süre 69 sayıya kilitleyip 24-15 lik fark maçı getirdi.

Obrodovic’in söylediği gibi “önemli bir rakibi geçmek önemli ama kaçan faulleri mutlaka düzeltmeliyiz”

Maçın MVP si: Bjelica 31.37 dakika, 20 sayı, 6/7 ikilik,  1/4 üçlük, 5/6 faul, 9 ribaund, 2 asist, 2 top çalma, 1 blok

Muratbey Uşak Spor 79-86 Galatasaray Liv Hospital

Her şeyden önce Uşak’ın yarım sezonda olsa “gıda sektöründen” sponsor bulması güzel bir olay! Ama sadece o kadar! Yanlışlıklar silsilesi ile güzelim maç bir anda “tu kaka” oldu! Türkiye’de spora en çok yatırım yapan, sponsorluk konusunda lider olan Ülker grubu başkanı Sayın Murat Ülker: “Birkaç maddelik açıklama ile”  adeta tabiri caiz ise: “Futbolda maddi kepenklerini kapattı” ve inanılmaz bir kayıp içine giren futbolda kimseden “tık” çıkmadı!

Murat Bey aslında aba altında sopa göstermeyi unutmadı : “Marka değerinin zedelenmesi, hatta değer kaybetmesi, karşısında başka önemli kararlar alabiliriz.” Yani bunun ucu ilerde “örneğin seneye” basketbola da, dokunur mu? Allah göstermesin.

İnanın böyle anlarda parmaklarım tuşlar arasında zor dolaşıyor! Ne yazacağımı, neler söyleyeceğimi bilemiyorum. Salon içinde bulunan oyuncular, kenarda maçı yöneten teknik, ekip, salonda şeref tribününde oturan yöneticiler ve yine tribünlerin gerçek sahibi seyirciler sevdiğiniz desteklediğiniz takımın değer kaybetmesini ister misiniz?

Ses bombasının maçta ne işi var? Aileler, çocukların iple çektiği maç günü nasıl zehir olur? Diye soracak olursanız ancak bu kadar!

Maçla ilgili bir şey yazmak geçmiyor içimden. Sordum danıştım “hakem hatası- kural hatası-zamanında yapılmayan itiraz” derken, “ahlar, vahlar, keşkeler” arasında geçip giden bir oyun! Kısaca kaos ortamında deneyimin kazandığı bir maçı geride bıraktık.

Maçın MVP’si: Patrick Young 32.41 dakika, 27 sayı, 13/17 ikilik, 1/3 faul, 13 ribaund, 1 blok

Beşiktaş İntegral Forex 68-84 Darüşşafaka Doğuş

Sezon başında fırtına gibi lige başlayan Beşiktaş’ı izlerken büyük keyif alıyordum. Üçüncü hafta Gaziantep’e giderken, Anadolu Efes ve ardından Fenerbahçe Ülker galibi Royal halı karşısında şansını tartışırken bileklerinin hakkı ile oynadıkları müthiş oyundan sonra Royal deplasman kabusunu mutluluğa çevirirken “şampiyonluğun en önemli adaylarından biri” diye rahatça konuşmaya başladım. Ancak hem Avrupa hem Türkiye Liginin yoğun temposu ile birlikte takımın en önemli oyuncularından Kerem Tunçeri’nin sakatlığı tüm yaşananların üzerine tuz biber ekti!

Şu sıralar Siyah-Beyaz cephesinde, siyahlıklar ön planda gibi geliyor. Bir türlü istenen seviyede basketbol oynanmıyor. Yenilgiler hüzün, galibiyetler bir türlü tad vermiyor! Bunun geçici bir kriz olmasını diliyoruz. Engin ve Broekhoff dışında formda oyuncusu bulunmayan Beşiktaş’ın biran evvel bir şeyler yapması gerekli. Bunun ilacı kendilerinde.

Darüşşafaka Doğuş ise geçmişte yaptığımız yorumların paralelinde emin adımlarla zirve yürüyüşüne devam ediyor. Oktay Mahmuti oyuncuları ile uyum içinde. Oyunda rol alan tüm oyuncuları “basketbolun iki yönünü de çok iyi oynuyorlar” Kartal’ı evinde 68 sayıda tutmak önemli. Bunu başarınca iyi hücum oyuncuları ile deplasmandan önemli farkla galip gelmeye başardılar. Green tahminlerin üzerinde performans sergilerken, Gordon’un elini güçlendiriyor, ona nefes alma şansı tanıyor. Seibutis-Shurna-Taylor Brown üçlüsü rakibi bunaltan şutları ile farka koştular. Ersin, Vidmar boyalı alanı çok iyi kollayıp gereğinde rakip potayı tehlikeli biçimde yokluyorlar!

Maçın MVP si: Taylor Brown 21.09 dakika, 12 sayı 2/4 ikilik, 2/2 üçlük, 2/2 faul

Anadolu Efes 77-67 Royal Halı Gaziantep

Eksi 25 derecede birkaç gün yaşamak, buz hokeyi maçlarının düzenlendiği alanda basketbol oynamak ve çetin geçen ve moral bozan bir yenilgiden sonra TBL’ye hazır olmak o kadar kolay mı? Hiç beklenmeyen bu yenilgi gerçekten enteresan! Eğer bu maçtan galibiyet ile çıkılsa bir anda puan cetvelinde üçüncülüğe kadar tırmanma şeridi tamamlanacak.

Ne olursa olsun yaşam devam ediyor. Ahlar, vahlar nafile! Ne kahrolmak, ne sevinç çığlıkları atacak galibiyetler! Hiç birini doya doya yaşama şansının olmadığı bir ortamı yaşamaktayız. Avrupa Kupalarında olmak büyük onur!  Ancak bunun bedeli çok ağır. Tüm takımlarımız maçların sertliği mücadele bir yana ülkeler arası gidip gelmek ömür törpüsü.

Royal Halı sezonun ilk yarısında galip geldiği maça rövanşı vermemek için çıktı. Kazandığı ilk önemli maçlardan sonra yaşanan şanssızlıklar, sakatlıklar ve formsuzluk! Higgins için kötü bir geceydi! Kısaca çok direndi ama sadece direndi. Bu direnç Efes gibi bir takım karşısında yeterli olamazdı! Olamadı da! Kazanabilmenin eşiğine gelmek değil kazanmak gerekli. Royal’ın geçen seneki mücadelesini arıyorum. İşleri zor ama imkansız değil.

Anadolu Efes bu maçta Heurtel’i kazandı. Hem savunmada hem hücumda çok iyi oynayan Heurtel takımın yıldızı olarak yakında yerini alacaktır.  Maça çok hızlı başladılar ama bir türlü dengeyi kuramadılar. Hızlı-telaş ikilisi ya da hızlı-panik ikilisi hep ön planda kaldı. Rakip potayı isabetli bir şekilde bulamayan Efes bombardımanı skor olarak Royalı hep burunlarının dibinde hissettiler.

Kristic hala ağır ve hala çabukluk sorunu var! Pivot olarak biraz daha koşmalı, zıplamalı ve topu alınca rakip potanın kulağını çınlatmalı. Lasme yine sessiz, yine sedasız basketbolun iki yanında da, takımının emniyet kemeriydi. Lasme her Coachun sahip olmak istediği bir oyuncu ağzı var dili yok. Ama o her zaman takımın en önemli oyuncusu. Kristic kenarda, tribünde, hastanede ama Lasme hep işinin başında en iyisini yapıyor.

Janning yaşamının en defanscı günlerini yaşıyor. Birde attıkları girse “No problem.” Cedi ve Furkan Ivkovic’in “asla kar yağmayan güvenilir dağları” Perperoğlu bazen “ yıldızlar ancak bu kadar iyi oynar” isimli oyundan paragraflar sunuyor. Bjelica yı ilk kez bu kadar didinirken gördüm.

Anadolu Efes hem Avrupa’da hem de Türkiye’de basketbol adına ne varsa yapmaya hazır.  Efes’in basketbol adına ülkemizde daima iyi şeyler yaptığına inanıyoruz. Bunlar yetmez artık Final-Four yolunda ne varsa yapması gerektiğine inanıyorum.

Efes Heartel’in  katılımı ile daha önemli başarılara imza atacaktır. Yıllardır söylüyorum asla Türkiye Şampiyonluğu Efes’i ve biz ona gönül verenleri kesmez. Bu nedenle “İlla Avrupa diyor ve başarılar diliyorum”

Maçın MVP’si: Lasme 23.53 dakika, 3/5 ikilik, 6/8 faul, 10 ribaund, 1 blok

Banvit 87-89 Pınar Karşıyaka

İçinden basketbol adına ne varsa geçen maçı izlerken Türk Basketbolu adına gurur duydum. BANVİT ve Pınar Karşıyaka arasında sanki final maçı gibi bir oyun sahnelendi. Her saniyesi dolu dolu estetik ve basketbol olan maç adeta bitmesin istedik. Bu düşüncelerimizi algılayan oyuncular işi uzatarak bizi basketbola doyurmayı başardılar. Maçın ilk çeyreği BANVİT adına kabus gibiydi 8-19. KAF-KAF fırtınasını durdurmak için BANVİT büyük emek vermek durumunda kaldı.

Yıllardır bahsettiğim Bermuda Şeytan üçgeni ya da Mahşerin dört atlısı bu sene bir türlü rayına oturmadı. Her ne kadar Coach Lukic oyuncu grubunu kontrol altına alma çabası içinde biraz zorluk çekti ama “böyle oyuncuların varsa onları biraz serbest bırakıp, dizginleri onlara teslim edeceksin” Aynı form düzeyini bulmakta bu sene zorlanan “dört atlı” maçı alma noktasına geldi! Son çeyrek 23-14.

Ufuk Sarıca oyuncuları ile öylesine bütünleşmiş ki, kafasından geçenleri minicik “eksik ziyadeleri” ile yerine getiriyorlar! Eski oyunculardan Barış ve Soner yenilerden Cemal ve Erkan takım arkadaşlarına nefes alma şansı veriyorlar. Her pozisyonu iyi oynayan ve uzun araştırmalardan sonra seçilen oyuncular Ufuk Hocanın yüz akıdır. Sezon başında alınan sonra uyum sağlayamadığı, beğenilmediği için yollanan, yeniden araştırılıp getirilen yeni oyuncuların kulübe, sponsora yüklediği maliyetler insanları canından bezdiriyor! Pınar Karşıyaka Ufuk Sarıca ile birlikte bu konuda çok akıllı ve tutumlu ve iyi seçimleri ile pırıl pırıl parlıyor. Bu sezon Türkiye Kupası, ilk yarıda ve Bandırma’da üst üste üç defa BANVİT’i yenmek kolay mı? Bu nedenle KAF-KAF önemli işler yapıyor.

Ufuk Sarıca, Türkiye’de en zor deplasmanlardan biri olan BANVİT’i geçerken “biz buradayız” mesajı vermeyi unutmadı. Gabriel, Dixon, Diebler, Placios, Strawberry gibi pozisyonlarının yıldızı oyuncuları seyretmek büyük keyif. Türkiye’de gelen giden yabancıların yarattığı kaos iki Ufuk Sarıca döneminde asla olmadı. Çünkü iyi araştırıp iye seçince bu tür sorunlar yaşanmadan başarıya imza atılıyor.

Maçın MVP’si: Darry Strawberry 39.09 dakika, 23 sayı, 10/12 ikilik, 0/2 üçlük, 3/4  faul, 7 ribaund, 4 asist, 4 top çalma, 1 blok

Torku Konya Basketbol 74-92 Trabzon Medical Park

Sezon başından beri Torku’nun en büyük kozu olan Mayo’nun tatil için gittiği İngiltere’den  gelirken Türkiye’ye hala nedeni bilinmeyen sebeplerle sokulmaması büyük sorun oldu. Sadece güvenlik güçlerine sorulduğunda: “Ülke güvenliği nedeniyle Türkiye’ye giremez” denildi. Torku yönetimi mecburen Mayo’suz çıktığı ilk maçta Trabzon’a yenilmekten kurtulamadı. Ancak yeni gelen Hakim Warrick oynadığı 17.04 dakika maça büyük renk getirdi. Rasic elinden geldiği kadar takımı yönetmeye çalışsa da, Rasic’e oyun kurucu diyenlere “asla inanmıyorum.” Quinn ve Sean Williams’ın gayreti maçı çevirmeye yetmedi.

Bu maçta önemli konu : Rahatsızlığı nedeniyle uzun süredir sahalardan ayrı kalan hakem Mehmet Keseratar maça çıkarken Torku’lu yöneticilerin çiçek vermesi büyük bir jest olmuş. Teşekkürler ve Sevgili Mehmet Keseratar’a sağlıklar diliyoruz.

Trabzon Medical Park tam gaz yoluna devam ediyor. Puan cetvelinin sonundan bir anda 8 galibiyet ile 8. Sıraya yükselmek her babayiğidin harcı değil. Kolay gelsin Trabzon Medical Park.  Hardy ile yüksekten uçmaya devam ediyor.  Stiponovic, Alper, Marshall formlarının zirvesinde. Deplasmanda 23-38 lik ribaund üstünlüğü önemli bir fark.

Maçın MVP’si: Hardy 31.10 dakika, 25 sayı, 5/6 ikilik, 5/6 üçlük, 2 ribaund, 2 asist

Rönesans TED Ankara Koleji 73-84 İstanbul Büyükşehir Belediye

Ligin başlangıcı ile birlikte yaşanan değişimler nedeniyle kötü başlangıçları durdurma konusunda önemli aşama kaydeden takımların başında İBŞB. Takımı geliyor. Daha düne kadar küme düşme hattında olan ve en önemli aday gösterilen bu takımın birden bire sihirli el değmiş gibi üst üste kazandığı maçlarla en dikkati çeken takımların başında geliyor.

Bir anda 6 galibiyet ile puan cetvelinde 11. Sıraya yükselen İBŞB. Takımı için söylenecek önemli şeyler var. Yönetim giden iki oyuncu yerine Vujacic ve Markota’yı getirdiklerini, Jenkins’e ise sezonluk 100 bin dolar verildiğini dolayısıyla yapılan spekülasyonların yanlış olduğunu söylüyorlar.

Ayrıca yakında en iyi alt yapı teknik adamları ile sahip oldukları 35 salonda alt yapı çalışmalarının başlayacağını söylüyorlar.

Rönesans TED Ankara Koleji ise hedef olan bir maçı kaybetti. Wrıght rakibin en önemli silahı Green’e tam saha pres yaparak, nefes aldırmadı.

Maçın MVP si, Lamar Wrıght 31.39 dakika, 22 sayı, 7/11 ikilik, 2/3 üçlük, 2/4 faul, 11 ribaund, 6 asist, 2 top çalma

NSK Eskişehir 78-80 Tofaş

Bu nasıl iştir! “Bu haftanın en önemli maçı” diye başlık atmayı çok seviyorum ama, her hafta oynanan 8 maçın hangisine bu başlığı yakıştırmalıyım? Gerçekten her bir maç sanki o haftanın en önemli maçı.

Her bir maç “hedef maçı” her bir maç diğerinden daha önem arz ediyor. Öylesine ki, “önemli” olmayanı yok! Böyle bir ligi yaşamanın heyecanı içindeyim. Televizyon vermese de, birbirinden heyecanlı ve çekişmeli geçen maçlar seyredenlere büyük keyif veriyor. TOFAŞ işin ciddiyetini anlayarak var gücü ile mücadele etti.

Maçın üç çeyreğinde TOFAŞ önde götürürken son çeyrekte maçı kazanabilmek için 10 dakikaya 32 sayı sıkıştıran Eskişehir maçın sonunu galibiyet ile kapatamadı.

Maçın MVP’si: Dashuan Wood 32.15 dakika 17 sayı, 3/8 ikilik, 3/7 üçlük, 2/3 faul 5 ribaund, 5 asist


Haftanın Takımı: Darüşşafaka Doğuş

Coachu                 : Oktay Mahmuti (Darüşşafaka Doğuş)

Oyuncu                 : Taylor Brown (Darüşşafaka Doğuş)

6. Oyuncu             : Ersin (Darüşşafaka Doğuş)

Savunmacı          : Wrıght (İstanbul BBSK)

Genç Oyuncu     : Cedi Osman (Anadolu Efes)

Beş                          : Greer (Darüşşafaka Doğuş), Wood (Tofaş), Hardy (Trabzon Medical Park), Bjelica ( Fenerbahçe Ülker), Young( Galatasaray Liv Hospital)

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
05May

29.HAFTAYA BAKIŞ!

28Nis

28.HAFTAYA BAKIŞ!

21Nis

27.HAFTAYA BAKIŞ!

17Nis
08Nis

25.HAFTAYA BAKIŞ!