Ümit Özat Beni Yardımcısı Yapacaktı!

Türkiye'de ‘'100'ler Kulübü''ne giren ilk yabancı golcü unvanını alan Andre Kona'nın meriç Tunca ile yaptığı röportajda Türk futbolu için çarpıcı ifadeler kullandı.

Gelin bugün sizi biraz geçmişe götüreyim.. 

Yani bir 10-15 yıl öncesine..

Hatırlar mısınız..

Gençlerbirliği’nde parlayan..

Antalyaspor, Diyarbakırspor ve İstanbulspor formaları da giyen..

Türkiye’de ‘’100’ler Kulübü’’ne giren ilk yabancı golcü unvanını alan..

Başta FenerbahçeGalatasaray ve Beşiktaş olmak üzere büyük kulüplerin korkulu rüyası olan..

Bir Andre Kona vardı..

İşte ben o Kona’ya milli maç için gittiğim Belçika’da rastladım..

Aslında rastladım demekten çok, Kona’nın orada yaşadığını öğrenince kendisiyle röportaj yapmak istedim..

Kongo'lu yıldızla 3 saat boyunca her telden çaldık..

Türkiye’den, Belçika’dan, Afrika’dan, hemen hemen her şeyden konuştuk..

Ortaya da çok keyifli bir sohbet çıktı..

Buyurun işte o söyleşi;

Takdir sizin..

GENÇLERBİRLİĞİ'NE TRANSFERİM TAMAMEN TESADÜF

Sene: 1993.. Güney Afrika'nın Cosmos takımında oynuyordum.. Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav, Kushe ve Mosheou'yu(G.Birliği, Kocaelispor, Fenerbahçe ve Bursa'da da oynadı) izlemeye gelmiş.. Ben o günkü maçta 3 gol attım. Karşılaşma bitimi Cavcav yanıma geldi.. 'Ben Mosheou'yu izleyip almaya gelmiştim ama sonra sende karar kıldım' dedi. Fazla düşünecek vaktim yoktu. Önerilen para o günün şartlarında iyiydi.. Hem, her Afrikalı oyuncunun hayalidir kıta dışında, özellikle de Avrupa'da top oynamak..

ANKARA NEREDE DİYE HARİTAYA BAKTIM..

Açık söyleyeyim transfer teklifi gelene kadar Türkiye neresi, Avrupa'da nerede bilmiyordum.. İlhan Cavcav teklifi yapınca hemen bir Avrupa haritası buldum, önce Türkiye'nin yerine, sonra da Ankara'ya baktım, şaşırdım.. Benim gibi Kongo'da fakirlik içine büyüyen bir futbolcu için seçenekler çok azdır.. Kim istemez ki, Fransa'da, İspanya'da, İngiltere'de, İtalya'da oynamayı.. Ben biraz da para için değil, Gençlerbirliği'nden daha büyük bir takıma, ne bileyim öncelikle Fenerbahçe'ye, Galatasaray'a, Beşiktaş'a, oradan da Avrupa kulüplerine transfer olmak için Türkiye'yi seçtim.. Pişman oldum mu; Hayır..

FENER TAM BENİ ALIYORDU, GİTTİ PİNGEL'İ ALDI

Gençlerbirliği'nde başarılı bir sezon geçirdim. Takır takır gol atıyordum.. Fenerbahçe yöneticisi Şadan Kalkavan'ın Ankara'da Karum İş Merkezi'nde ofisi vardı.. Beni oraya çağırdı, görüştük.. Hatta anlaştık da.. Kalkavan beni çok istiyordu. Sonra ne oldu bilinmez, benden vazgeçip Bursaspor'dan Pingel'i aldılar.. Biliyorsunuz Pingel de daha lig başlamadan TSYD Kupası maçında ciddi şekilde sakatlandı ve sezonu kapattı. Ancak Fenerbahçe'den bir daha teklif almadım..

/_np/1347/13631347.jpg

İSTANBULSPOR'DA PARAM KALDI

Türkiye'de sakatlık nedeniyle oynayamadığım bir yıl da dahil, toplam 8 sene forma giydim.. Bunun 4 yılı Gençlerbirliği'nde, 2 senesi Antalya'da Şenol Güneş döneminde geçti. Sonra Güney Afrika'ya döndüm. Daha sonra Diyarbakırspor'a geldim.. Sonra da İstanbulspor'da oynadım. İstanbulspor hariç her kulüpten paramı aldım, bir tek İstanbulspor'da alacağım kaldı.. Adnan Sezgin o zaman kulüpte menajerdi.. Alacağım olan parayı istedim ama vermediler.. Türkiye'de oynadığım 8 yıl içinde çok iyi paralar kazandım.. Bugün hala o günlerde kazandığım parayla geçiniyorum..

AYKUT KOCAMAN'I BİR TÜRLÜ ÇÖZEMEDİM

Türkiye'de çeşitli antrenörlerle çalıştım.. Hemen hemen hepsi iyiydi. Sadece Aykut Kocaman hariç. Kocaman İstanbulspor'da hocamızdı.. Ne zaman mutlu, ne zaman mutsuz hiç anlayamadım. Soğuk bir görüntüsü ve karakteri vardı.. Yüzü hiç gülmezdi.. Bana sorarsanız Türkiye'de Fatih Terim üstüne antrenör yok.. Birlikte çalışmasak da oynadığım dönemin en iyi hocası oydu..

YILMAZ VURAL ŞOV YAPAYIM DERKEN AYAĞINI KIRDI

Diyarbakırspor'a transfer oldum. Teknik direktörümüz Yılmaz Vural'dı. Yılmaz Hoca şov yapmayı sever.. Bir gün antrenmanda çift kalede 5'e 2 yapıyoruz.. Yılmaz Vural o ağır kilosuna bakmadan 'Ben de sizle oynayacağım' dedi.. Bir süre sonra gitti kale direğine tosladı. Feryadı bastı.. Çünkü şov yapayım derken, ayağını kırmıştı.. Hem o an çok güldüm, hem de ertesi gün koltuk değnekleriyle antrenmana geldi, o an da çok güldüm..

EN ÇOK GOLÜ FENER'E, EN GÜZEL GOLÜ HAYRETTİN'E ATTIM

Türkiye liginde en rahat gol attığım takım Fenerbahçe'ydi.. Zaten en çok golü de onlara attım.. Defans anlayışları mı bana uygundu, ben mi çok şanslıydım bilemiyorum. Hemen hemen her Fenerbahçe maçında gol atıyordum. Hatta bir keresinde onlar bize karşı 1-0 öndeyken, benim de gol attığım maçta 3-1 galip geldik. Tribünde de, sahada da olay çıktı.. Fenerbahçeli futbolcular'Şampiyonluğu kaybettirdiniz bize' diye üstümüze yürüdüler.. Fener'i yendik, Galatasaray şampiyon oldu.. Rüştü'yü o kadar kolay avlıyordum yani. Ama bana 'Türkiye'deki en güzel golü kime attın?' derseniz, Galatasaray kalecisi Hayrettin derim..Galatasaray'la oynadığımız ve 2-1 galip geldiğimiz maçta ben topla sıfıra kadar indim, Hayrettin kaleyi terkedip açıyı kapattı. Ama ben topu onun üzerinden ters köşeden 90'a taktım. Ben sevinirken Hayrettin dedi ki; 'Niye seviniyorsun gol olmadı ki..' Meğerse o, top auta gitti sanmış..

 

 

TÜRKÇE'DE İLK KÜFÜR ÖĞRENDİM

Türkiye'ye ilk geldiğimde Gençlerbirliği yöneticisi Orhan Cingözoğlu bana Türkçe-İngilizce kelimelerin yazılı olduğu bir kağıt verdi.. Dedi ki; 'Burada maç sırasında kullanacağın kelimeler yazılı.. Bakar bakar öğrenirsin..' Kağıda baktım.. 'Pas at, pas ver' gibi şeyler yazıyor.. Ancak takım arkadaşlarım her pozisyon sonrası sürekli aynı şeyi söylüyorlar.. Metin Diyadin kaptanımızdı. Ağzından 'Hay a....... koyayım' lafı hiç eksik olmazdı. Ben de Metin'den duya duya önüne gelene 'Hay a..... koyayım' demeye başladım. Bu küfür üstüme yapıştı kaldı. Daha sonra bir sürü küfür öğrendim.. Ama takım arkadaşım Erkan Sözeri, benim küfürlerime çok kızar,'Doğru konuşsana' diye beni hep uyarırdı..

TÜRKÇE KONUŞMAYANLAR KOMPLEKSLİ

Ben Türkiye'de 8 yıldan fazla kaldım. Türkiye'den ayrılalı neredeyse 9 yıl oldu. Ama bak görüyorsunuz Türkçe'yi neredeyse ana dilim gibi konuşuyorum.. Yıllarca Türkiye'de kalıp, Türkçe konuşmayan ve öğrenemeyenlere kızıyorum. Kompleksli kişiler onlar.. Aslında Türkçe öğreniyorlar ama yabancı dilde konuşup hava basmayı seviyorlar.. Halbuki yaşadığın, ekmek yediğin ülkeye hemen entegre olacaksın.. 

TÜRK YEMEKLERİNE ALIŞANA KADAR EKMEK YEDİM

Türkiye'ye geldim, ama yemek kültürü farklı.. Biz gerek Kongo'da, gerekse Güney Afrika'da böyle yemekler yemedik.. Türkiye ile ortak tek yemek, et ve pilavdı.. Bir süre bol bol ekmek yedim. Sonra karışık ızgara falan derken, kuru fasülyeye alıştım.. Şimdi Belçika'da bile Türk restoranı bulup, Türk yemekleri yiyiyorum. Tabii en başta da kuru fasülye..

ANKARA'DA EĞLENCE YOK, HER ŞEY İSTANBUL'DA

Ankara'da beni çok en çok sıkan olay eğlence yerlerinin azlığıydı. Maç ve antrenmanlar dışında eğlence yoktu.. Zaten eğlence yerlerine gidemezdik de. Gitsek herkes tanıyor, anında yöneticilere yetiştiriyordu.. Onun için hepimizin gözünde hep İstanbulvardı.. İstanbul deplasmanlarını iple çekerdik.. Maç bittiği gibi hemen soluğu bir barda falan alırdık, eğlenirdik.. İstanbul çok büyük bir yer olduğu için kimse kimseyi tanımazdı.. Beni de zaten fazla tanımıyorlardı.

ANKARALI TAKSİCİLER SÜREKLİ; BİP.. BİP.. BİP..

 Türkiye'ye ilk geldiğimde Ankara'da en garibime giden olay taksicilerin sürekli 'Bip.. Bip.. Bip' kornaya basmalarıydı.. Yahu adam görüyorsun, trafik zaten tıkalı. Sen korna öttürsen de arabalar ilerlemiyor.. Bir gün bir tanesine 'Neden sürekli kornaya basıyorsun, görmüyor musun yol zaten tıkalı' dedim. Taksici bana 'Kona abi, herkes çalıyor, ben de çalıyorum' cevabını verdi. O an çok güldüm..

 

 

TÜRK KULÜPLERİ YANLIŞ YAPIYOR

Ben Belçika'da yaşıyorum.. Burada bir futbol okulu işletiyorum.. Türk kulüplerinin yöneticileri buraya maç ve oyuncu izlemeye geliyorlar. Sonra bir bakıyorsunuz, Afrikalı bir oyuncuyu beğenip gitmişler.. Belçika'ya geliyorsun, Afrikalı alıyorsun. Siz hiç Milan'ın, Real Madrid'in, İnter'in Belçika'ya gelip Afrikalı oyuncu aldığını duydunuz mu?. Madem Afrikalı alacaksın, gidip Afrika'dan alsana. Kaynağı orada.. Maalesef Türk kulüplerinin çoğu transferi bilmiyor. Sadece İlhan Cavcav'ı burada ayrı tutuyorum.  Çok akıllı bir başkan.. İşini iyi biliyor..

TÜRKİYE'DE ZENCİLERE ŞOV YAPTIRIRLAR, ANTRENÖRLÜK YAPTIRMAZLAR

Futbolda müthiş bir bilgim var. Bunu antrenör olarak kullanmak istiyorum. İlk seferinde birinin yanında çalışabilirim.. Yani yardımcı antrenör olurum. Türkiye ile irtibatı hiç kesmedim..Göztepe'nin hocası Metin Diyadin ve Diyarbakırspor'un eski yöneticisi İsmet Yılmaz ile sürekli konuşuyorum. Eski takım arkadaşım Ümit Özat 'Eğer bir kulübe hoca olursam, yardımcım sen olacaksın' diyor.. Türkiye'de şu ana kadar Afrikalı siyahi hoca hiç çalışmamış. Eğer olursa, ben ilk olacağım. Benim gibi zenciler, rengi kara olanları Türkler futbolcu olarak seviyor.. Hatta Kompela, Nouma gibi şov dünyasına adım atanları daha çok seviyor.. Bize her türlü şaklabanlığı yaptırıyorlar ama ama iş antrenörlüğe gelince yaptırmıyorlar.. 'Afrika'dan antrenör çıkmaz' diyorlar.. Bunun yanlışlığını ispat etmek istiyorum.. Bekliyorum bakalım ne olacak?.

AFRİKALILAR'IN DİSİPLİN SORUNU VAR

Afrikalı oyuncuların yetişme tarzı nedeniyle disiplin sorunu var.. Afrika'da bize hep, 'Bir Avrupa kulübüne gideceksiniz, orada kimseyle zıt gitmeyin' diyorlar.. Oradaki yönetim tarzı ile burası çok farklı.. Örneğin Afrika Şampiyonası'na giden bir oyuncu, bir bakıyorsunuz ortada hiç bir sebep yokken geç dönüyor.. Bu da kulüplerin Afrikalı oyunculara bakış tarzını değiştiriyor.. Zaten Afrika'dan eskisi gibi yıldız oyuncu da yetişmiyor.. Şu an sadece Kongo'lu N'Daye'yi gösterebilirim.. Afrika'daki futbol okulları oyuncu yetiştiremiyor.. Zaten Fransız kulüpleri, daha çocuk yaşta Afrikalı oyuncuları kendi futbol okullarına alıyorlar. Afrikalı aileler de Fransa, Belçika ve Hollanda kulüplerini tercih ediyor..

FENERBAHÇE'NİN YAPTIĞINI KİMSE YAPAMAZ

Fenerbahçe bu sezon şampiyon olurken 18 maçın 17'sini kazanmış.. İkinci yarı ise 17'de 16 yapmışlar, birinde berabere kalmışlar. Ben dünyanın hiçbir yerinde böyle bir olay, böyle bir rekor görmedim.. Görene, bilene de rastlamadım.. Zaten bu şampiyonluk Belçika'da çok konuşuldu.. Öyle tahmin ediyorum Barcelona bile Türk takımı olsa 17'de 16 yapamaz.. Fenerbahçe yaptıysa şaşırmamak elde değil..

MARİO JARDEL VE HAKAN ŞÜKÜR'Ü UNUTAMAM

Türkiye'de oynadığım yıllarda iki oyuncu beni çok etkiledi.. İkisi de o zaman Galatasaray'da oynuyordu.. Biri Mario Jardel, öbürü Hakan Şükür.. Belki aynı işi yapıyorduk ama onlar farklıydı.. Hele Jardel. Adam gol için doğmuş.. Yakaladığı her pozizyonu gol yapıyordu. Allah vergisi bir yeteneği vardı.

HAMİT, ARDA, SABRİ İYİ OYUNCULAR

Türkiye'de Hamit Altıntop en beğendiğim oyuncu.. Arda ve Sabri'yi de beğeniyorum.. Arda Atletico Madrid'e başarılı zaten.

IRKÇILIK TÜRKİYE'DE YOK, BURADA VAR

Eşimin politikaya girmesi nedeni ile Belçika'da yaşıyorum.. Türkiye'de oynadığım dönemlerde hiç ırkçı bir yaklaşımla karşılaşmadım. Ama Belçika'da ırkçılık var. Türkleri ve  Afrikalılar'ı sevmiyorlar.. Burada 4'üncü sınıf insan muamelesi yapıyorlar.. Hep arka plandasın.. Yabancıya karşı müthiş bir kompleks var.. Türkiye'de iyiysen oynuyorsun. Burada iyiysen de oynayamıyorsun.. Türkiye'yi seviyorum. Hanım duymasın ama Türkiye'de top oynarken çok kız arkadaşım oldu.. Evlendikten sonra çocuklarım da Türkiye'de doğdu.. Onları Türk gibi yetiştirdim.

Röportaj: Meriç TUNCA

Bakmadan Geçme