Ulusoy Resmen Aday

Türkiye Futbol Federasyonu'nda 9 yıl başkanlık görevini yürüten Haluk Ulusoy, mevcut TFF Yönetiminin seçimli olağan genel kurul kararı alması durumunda başkan adayı olacağını açıkladı.

TFF Başkanlığının hakkıyla yapılması gerektiğini ifade eden Ulusoy, Fanatik Gazetesi'ne verdiği röportajda önemli açıklamalarda bulundu. Ulusoy 'adayım' açıklamasını yaptı. 

Ulusoy'un açıklamları;
"Biz iyiyiz diyorlarsa benim diyecek bir şeyim yok. Ben kimseden makam ve koltuk talebinde bulunmuyorum. Net şekilde söylüyorum: eğer seçimli genel kurul kararı alınırsa evet adayım." 

"Türk futbolu yönetilmiyor, idare ediliyor. Türk futbolunun ipleri maçlara gidemeyen, kupa veremeyen bir yönetimin elinde maalesef. Tabi buna da elinde denirse." 

"Futbolseverlerin hakkaniyet algısına darbe üzerine darbe geliyor, oluşan tepki sahalara, tribünlere yansıyor. Ortalık gerildikçe sponsorlar tedirgin oluyor, seyirci oyuna küsüyor."

Dokuz yıl süren başkanlık dönemi biteli yaklaşık 6 yıl oldu. Kimi çok sevdi, kimi hiç sevmedi, kimi fazla taraflı dedi, kimi adaletli... eleştireni de yanında olanı da hep boldu. Hakkında pek çok yorum yapılabilir ama bir tek gerçek değiştirilemez. Türk futbol tarihinin en büyük başarılarına imza atmış başkanıydı Haluk Ulusoy.

Onun döneminde çözmeye kalkanın elini yakan yayın havuzu ihalesi çözülüp, Türk futbolunda üç büyüklerin dışındaki kulüplerin gelirlerinde devrim yaşandı. Onun döneminde bol sıfırlı sponsorluk anlaşmaları yapılmaya başlandı.

Onun döneminde Dünya Kupası’na katılma hakkı kazandık. Kazanmakla kalmayıp Dünya 3.’sü olduk. Onun döneminde FIFA Konfederasyon Kupası’na katılma hakkı kazandık. Kazanmakla kalmayıp üçüncü olma başarısını gösterdik. Onun döneminde bir Türk takımı hem UeFA Kupası’nı hem de Süper Kupa’yı ülkeye getirip hepimizi gururlandırdı. 

Onun döneminde UEFA Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası finallerinin İstanbul’da oynanması için anlaşmalar yapıldı ve onun döneminde 2008 Avrupa Şampiyonası’na gitme hakkı elde ettik. Biz gittik ama o evinde seyretmek zorunda kaldı. Tarihte belki bir daha olmayacak şekilde başarı kazanmış ‘özerk’ Türk futbolunun başındaki adamın elinden takımını İsviçre-Avusturya organizasyonuna götürme şansı alındı. O zamanlar FIFA sıralamasında 5. olan UeFA’da birinci torbadan kuralara katılan Türkiye, bugün 54. sırada ve 3. torbada. Özerk futbolumuza bir el değdi ve o günlerden bu günlere gelindi. 

Artık büyük takımlarımızın mali tabloları yüzünden Avrupa kupalarına alınmadığı, şikeye teşebbüs suçlamasıyla disiplin kapılarında beklediği, TFF kurullarından çıkan kararların hakkaniyet algısını ciddi şekilde yaraladığı, mali açıdan Avrupa’nın en büyük altıncı ekonomisi olmasına rağmen itibarı yerlerde bir futbolumuz var. Haliyle biz de rica ettik mali genel kurul öncesinde ‘O’nunla konuşmak istedik Türk futbolunun gidişatını. İşte Haluk Ulusoy’un sorularımıza verdiği cevaplar.

Necil Ülgen: Sayın başkan, yaklaşık altı yıldır Türk futbolunu dışardan takip ediyorsunuz. Neler görüyorsunuz neler hissediyorsunuz? 

Haluk Ulusoy: ("Tebessüm ediyor) Bilmem ne hissedeyim! Sen ne hissediyorsun?" 

Ülgen:İyi gitmiyor gibi duruyor bizim taraftan bakınca. 

Ulusoy: "Hangi taraftan bakarsan bak iyi gidiyor diyen bir kişi çıkmaz. Çıkarsa da ya kendini kandırıyordur ya da etrafındakileri akılsız sanıyordur. Milli takımı geçtim, artık ondan bahsederken içim yanıyor zaten de kısır çekişmeler yüzünden iki takımlı bir lige dönüştürülmüş, alt yapısı çökmüş, bırakın Avrupa’yı dünyada hiçbir ülkede yayınlanmayan, talep görmeyen, Avrupa’da oynanan Süper Kupa finallerinden kardeş Azerbaycan’da bile kabul edilmeyen Süper Ligi geçtim, alt liglerde bile şampiyonlara kupaları verilemeyen bir ülke haline geldik." 

Ülgen: Sebep ne peki? Ne oldu da bu hale geldik? 

Ulusoy: "Türk futbolu yönetilmiyor, idare ediliyor. Skandal kelimesinin hafif kalacağı kararlar alınıyor. Yönetimin, PFDK’nın kararlarını tahkim bozuluyor, yok sayılıyor. Aynı tahkim bir önce verdiği kararın tam aksi kararı bir başka konuda verip kendisiyle çelişiyor. Hakkaniyet algısına darbe üzerine darbe geliyor, oluşan tepki sahalara tribünlere yansıyor. Ortalık gerildikçe sponsorlar tedirgin oluyor. Seyirci oyuna küsüyor. Daha ne sayayım."

Ülgen: Peki TFF hiç çalışmıyor mu yani? 

Ulusoy: "Türk futbolunun ipleri maçlara gidemeyen, kupa veremeyen bir yönetimin elinde maalesef. Tabi buna da elinde denirse. Federasyon, futbolun en temel sorunlarını, güncel işlerini dahi ‘özerkliğe’ uygun biçimde çözmek ya da planlamak yerine spor bakanlığı ne diyecek diye kulak kabartarak, hatta bunu bile yapmadan, kararı kulüpler birliğine aldırarak iş görmeye çalışıyor. TFF, Türk futbolunu yönetmiyor gidişatı idare etmeye çalışıyor." 

Ülgen: Ne yapılması lazım? 

Ulusoy: "Hak, hukuk ne diyorsa o yapılmalı. Bir konuda alınan karar bir hafta başka bir hafta başka olmamalı. Süper Lig’in marka değerinin parlatılması konusundaki çalışmalar acilen hayata geçirilmelidir. Ancak Türk futbolunuzda sadece Süper Lig takımlarından oluşmadığını unutmamak gerekir. 1. Lig, 2. Lig, 3. Lig takımları mevcut federasyon döneminde adeta ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmektedir ki bu affedilebilecek bir hata değildir."

Ülgen: Kulüplerimizin UEFA ile yaşadığı sorunlar hakkında neler düşünüyorsunuz? 

Ulusoy: "İçeriyi bıraktık yurt dışında da dalga geçilir hale geldik. Yıldırım Demirören bey hani aylar evvel yaşanan sıkıntılar bitti demişti! Bittiyse şu an 2 kulübümüz ve 7 yöneticisi neden Avrupa’nın ağzında sakız olup gündeme oturdu." 

Ülgen: Peki sayın başkan bu kadar dertten bahsediyorsunuz, mevcut yönetimden memnun değilsiniz. Uzatmadan soruyorum: Aday mısınız? 

Ulusoy: "Ailemle, işimle, dostlarımla Rabbim bana güzel bir hayat nasip etti. Şükürler olsun derdim yok. Beni üzen şey 38 yıldır içinde bulunduğum, 16 yılı içinde geçirdiğim, 9 yıl başkanlık yaptığım Türk futbolunun tahammül edemediğim düşüşü. Herkese soruyorum, elini vicdanına koysun ve cevabını versin. Biz iyiyiz diyorlarsa benim diyecek bir şeyim yok. Ben kimseden makam ve koltuk talebinde bulunmuyorum. Yaptığım hizmetler bu milletin hafızasında. Sadece sorumluluk sahiplerini göreve çağırmak için konuşuyorum. Memnun değiliz derlerse net bir şekilde söylüyorum, eğer seçimli genel kurul kararı alınırsa evet adayım. O şerefli görevin de hakkını vermesini geçmiş dokuz yılda yaptığım gibi bilirim. Federasyon başkanına yönetimine buradan bir kere daha sesleniyorum: Hayatta size inananları kandırabilirsiniz ama kandırdıklarınızı bir daha asla kendinize inandıramazsınız."

Bakmadan Geçme