Kanarya'da Söz Patronun!

Fenerbahçe'nin başarılı hocası Ersun Yanal, ilk yarının hikayesini anlattı: Tekrar 3 Temmuz süreci kabusuyla karşılaştık. Herkes önemli bir duruş sergiledi. Biz hep sahanın içinde kaldık, dışarısıyla ilgilenmedik. Aile içindeki sorunları da krize dönüştürmeden çözdük.

PAYLAŞ
Spor Maraton -

İlk sezonunda Fenerbahçe’yi ligde zirveye çıkaran teknik direktör Ersun Yanal, dün birçok konu hakkında önemli açıklamalar yaptı. Sarı-Lacivertliler’in başarılı hocası, göreve geldiği süreçten itibaren yaşadıklarıyla ilgili konuları anlattı. Başarılarıyla ilgili sözler sarfeden Ersun Yanal’ın öne çıkan ifadeleri şöyle:

‘İşimiz saha içinde’

“Sezon başından başlayarak hikayeyi anlatmak lazım. Fenerbahçe’nin bulunduğu şu andaki konum hepimizi çok mutlu ediyor. Biz hep sahanın içinde kalacağımızı söyledik ve sahayla ilgileneceğimizi, hiçbir zaman sahanın dışında kalmayacağımızdan söz etmiştik. Bunda başarılı olduk. Sahayla, oyuncularla, performansla ilgilendik. Fakat Fenerbahçe’yi ve bizi daha iyi analiz etmek için biraz sahanın dışından bir bakış atmak lazım. Bu sezon tekrar 3 Temmuz süreci kabusuyla karşı karşıya kaldık. Sayın başkanımız, yönetim kurulu ve futbolcular önemli bir duruş sergiledi. Bu duruş takımımız bütünlüğü açısından çok kritikti ve bütünlüğü sağladık.”

‘Sow’u kazanmayı başardık’

“Her ailede sorun vardır, olmalıdır. Sorun büyümenin ve gelişmenin başlangıcıdır. Bizde de sorunlar oldu ama bunları krize dönüştürmedik. Kriz yaratmadık ve biz bunları pozitif dönüşlerle gerçekleştirdik. Sezon başındaki Moussa Sow olayını performansla çözdük. Sow’un geldiği dönemdeki ilk performans çizgisine bakacak olursak, beklentilerin altındaydı. Bu bir kriz olarak algılandı ama tam tersi Sow’un performansının başlangıcıydı ve bize göre onu kazandık. Sow işine sarılmıştır, çok ciddi bir şekilde disiplinli çalışmıştır. Takıma katıldığı günden itibaren de performansı ortadadır.”

‘Dünya ile bire bir gidiyoruz’

“Yıldız oyuncularımızın kendileri için değil takımın performansı için katkılarını sağlatmak gerektiğine inandık ve futbolcuları buna inandırdık. Şu andaki tablo oyuncuların gol, performans dağılımları bize bunu çok net bir şekilde gösteriyor. Oyuncularımın gelişimleri kayıt altında, objektif değerlendirmeler yapıyoruz. Şu anda tesislerimizde kullanılabilen tüm cihazlar var. Yani dünyayla birebir gidiyoruz. Bu konuda yönetimimizin bize olan katkısı büyük. Her istediğimiz ekipmanı hemen hemen çok hızlı bir şekilde tedarik edip aldık ve kullanıyoruz. Bireysel performansların gelişimi için en son teknoloji cihazlar var. Anında analiz yapabilecek ve bu analizden görüntü alabilecek sisteme sahibiz. Çok güzel bir klip programı var. Anında ‘şu görüntüyü’ dediğinizde o görüntüyü karşınıza çıkartıp devre arasında analizler yapıyoruz.”

‘Cristian ona yetişemez!’

“Futbolcularda çok ciddi gelişimler oldu. Çok yüksek dayanıklılığı olan oyuncular var. Gökhan ve Caner gibi... Mesela; Cristian’ı dayanıklılık konusunda Caner seviyesine çıkarabilmeniz çok zor. Ama kuvvet parametrelerinde ulaştırabilirsiniz ve bu konuda sakatlıklardan koruyabilirsiniz. Taktik analizlerimiz de var. En çok şut atan, ceza sahasında en çok topla buluşan, 3. bölgeyi en iyi oynayan takımız. En çok topun bizde kaldığı, en çok sürede topla oynayan takım olduk. Bu konuda oyuncularımızın bireysel anlamda katkıları var.”

‘Kısıtlamaya anlam veremiyorum’

“Türkiye’de maalesef çok gereksiz olduğunu düşündüğüm birkaç tartışma var. Yabancı oyuncu kısıtlamasıyla alt yapıların kalkındırılmasına hiç anlam veremiyorum. İkisi ayrı şeyler, biri ağaçsa diğeri direktir. Altyapı ayrı bir kavramdır, üst taraf ayrı bir kavramdır. Biz pahalı bir ligiz. İspanya, Almanya, İngiltere Fransa ve İtalya ile bir takım yerlerde yarışıyoruz, onların arkasından geliyoruz. Yabancı konusunda rekabet edeceğimiz yerleri düşünmeliyiz ve bu kaliteyi nasıl planlayacağımıza karar vermemiz gerekiyor.”

‘Bu kural bozulamaz’

“Futbol yap boz yapılacak bir oyun değil. 6+0’ın temeli ne? Ya da 6+2’nin... Nereye gitmek istiyoruz, bunun felsefesi ne? Artık komik duruma düşüyoruz. Bir kural kondu ve sezon öncesi planlarımızı buna göre yaptık. Oyun devam ederken kural değiştirilmez. Tavla oynanırken bazı zarları devreden çıkarmak mümkün mü? Böyle bir karar alınmış ve oyunun sonuna kadar bu karar devam edecek. Oyunun kuralı bu.”

‘Sahada öleyim desem yeri’

Ersun Yanal dün akşam Lig TV’de katıldığı ‘Pazartesi Gecesi Futbolu’ isimli programda Şansal Büyüka, Tümer Metin ve Markus Merk’in sorularını yanıtladı. Deneyimli hocanın Galatasaray maçı öncesinde kalp damarlarına takılan stentler nedeniyle takımının başında sahada olamayacağı ileri sürülmüştü. Yanal, zorlu maçta kulübedeki yerini alarak iddialara yanıt vermişti. Yanal’a dün de bu konu hakkında bir soru yöneltildi. Yanal, net bir şekilde, “Hayatımın en güzel günlerini yaşıyorum. İşimi de çok seviyorum. Hastalığım sırasında doktorlara bırakın sahada öleceksem öleyim demedim ama ona yakın bir şey dedim” ifadesini kullandı.

100 gol... Neden olmasın’

“100 gol barajını aşmak gibi bir iddiamız yok. Atabildiğimiz kadar atmayı istemek en doğal hakkımız. Bu bir yarış ve en iyisini yapmaya gayret ediyoruz. Böyle bir skor vermek doğru değil ama kendi içimizdeki yarışlarda ve paylaşımlarda herkesin en iyisini yapmasını istiyoruz.”

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN