Moshoeu,İlhan Cavcav'a Ne Dedi?
Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav, 1993 yılında Güney Afrika'dan transfer ettiği John Leshiba Moshoeu'nin ölüm haberini alınca evladını kaybetmiş gibi üzüldüğünü söyledi. Cavcav, ünlü futbolcunun ölümünden önceki aylarda aralarında geçen diyalogları da anlattı.
Cavcav, yaptığı açıklamada, Moshoeu, Andre Ngole Kona ve Donald Ace Khuse'nin kendisinde çok büyük hatırları olduğunu belirterek, "Afrika'ya 1993'te gittiğimde bana 3-4 futbolcu önermişlerdi. Afrika'da 15 gün kaldım ve devamlı maç izledim. Bana önerdikleri oyuncuları değil Moshoue, Kona ve Khuse'yi beğendim. Onlar size yaramaz dense de 'yok kardeşim, ben bu oyuncuları almak istiyorum' dedim" ifadelerini kullandı.
Kona ve Khuse'nin kulüpleriyle 100'er bin dolara anlaştıklarını dile getiren Cavcav, "O zaman dolar 500 lira civarındaydı. Moshoeu için 200 bin dolar istediler, daha doğrusu İngilizler bu miktarı vermiş ancak İngiltere'de belli sayıda milli maç oynamadıktan sonra transfer yapma imkanları yok. Rahmetliye, 'İngiltere'ye gel millilik koşulunu sağladığında da lisansını çıkartalım' demişler. Moshoeu bunu kabul edecekken ben devreye girdim. '200 bin doları ben vereyim, Türkiye'de böyle bir olay yok, gel lisansını çıkartalım, hemen oyna' dedim, O da kabul etti" diye konuştu.
Afrika'da geçirdiği 15 günün sonunda 3 futbolcuyu da uçağa bindirerek Türkiye'ye getirdiğini vurgulayan Cavcav, şunları söyledi:
"Uçakta dördümüz yan yana oturuyoruz. Uçakta üçü birden ayağa kalkıp beni de aralarına alıp İngilizce 'father, father' diyerek taltif etmelerini unutamam. Moshoeu çok genç yaşta öldü, kansermiş. Duyduğumda ilk aklıma o zaman İngiltere'ye mi gidecek bize mi gelecek diye nasıl heyecanlandığım geldi. Fakat o boynuma sarılarak 'Ben sizi çok sevdim, Türkiye'ye geliyorum' dedi. Hala onun mimikleri gözümün önünde, insanların bazı şeyleri unutma imkanı olmuyor. Rahmet diliyorum."
"Başkan açız"
İlhan Cavcav, Moshoeu ile en son 5-6 ay önce sağlığı iyiyken telefonla görüştüğünü dile getirerek, "Telefonu bende hala vardır. Aradığımda çok üzüldüm. Ne yapıyorsunuz diye sorduğumda 'Başkan hiç sorma, açız' dedi. Bunu duyduğumda gerçekten çok üzüntü duydum" dedi.
Güney Afrika'da 1000-1500 doların "büyük para" olduğunu vurgulayan Cavcav, şöyle devam etti:
"Kendisine, 'Bana banka hesabınızı gönderin, hem sana hem Khuse'ye hem de Kona'ya her ay bin 500'er dolar göndereyim, bu paralar karşılığında bana orada oyuncu bakın, ben de Afrika'ya geleyim, bu oyuncuları transfer edeyim' dedim. Çok memnun oldu, teşekkür etti ama maaş veremedim. Çünkü tam bunun üzerine hastalandı. Daha sonra 1-2 defa daha aradım ancak hasta olduğunu söylediler."
"O paralarla alt yapılarımızı yaptık"
Moshoeu, Kona, Khuse ve daha sonra takıma katılan Geremi'nin Gençlerbirliği'ne çok katkısı olduğunu dile getiren Cavcav, "Khuse ülkesine dönmek zorunda kaldı ama Moshoue ve Kona'yı 2 sene oynattıktan sonra 1 milyon, 2 milyon dolar gibi rakamlara sattık. Bunlardan aldığımız paralarla kulübümüzün alt yapısını yaptık" diye konuştu.
Afrika'dan yapılan transferlere zamanında gazetecilerin 'Afrika sıcak ülke, bunlar soğukta oynayamaz" gibi iddialar ortaya attığını ve tenkit edildiğini kaydeden İlhan Cavcav, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu futbolcu arkadaşlarımızın Gençlerbirliği'ne katkılarını inkar edemeyiz. Khuse'nin tekniği, Kona'nın golcülüğü, Moshoeu'nun asistleri Gençlerbirliği'ni üst düzeylere taşıdı. Moshoue, daha sonra Fenerbahçe, Kocaelispor, Bursaspor gibi takımlarda Türk futboluna katkı vermeye devam etti. Bana önerilen oyuncuları başka kulüpler aldı ama onlar bizimkilerin 10'da biri kadar başarı gösteremedi. Futbol oynadım, futbolun içinden geldim. Futbolcuyu izlediğimde yüzde yüz olmasa da yüzde 60-70 oranında bir futbolcu hakkında not verebilecek tecrübe edindim. "