İlk Hedefimiz İstikrar!
Mersin İdmanyurdu'nun teknik patronu Rıza Çalımbay,çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“Aatıf'ı Sivas'a neredeyse bedavaya aldık. Aynı şekilde Eneramo, Koray, Ali Adnan ve Ludovic Sylvestre. Alper'i A2'den çıkardık."
“Veysel'i Galatasaray'dan aldık, 1-2 sene sonra aynı kulübe büyük paralarla döndü. Bıraktığım Göztepe dahil, tüm takımlara bir şeyler kazandırdık”
Rıza Çalımbay... Beşiktaş'ta başarılarla dolu futbolculuk kariyerinin ardından şimdilerde de futbola teknik adam olarak hizmet ediyor deneyimli çalıştırıcı. Yeni sezonda Süper Lig'in yeni temsilcisi Mersin İdmanyurdu'nun başarısı için mesai harcayan Kırmızı-Lacivertliler'in teknik patronuyla Avusturya kampında yaptığımız söyleşide, söze geçtiğimiz sezon Çaykur Rizespor'la başladı, Mersin'deki hedeflerini anlattı... A Milli Takım'ın Fransa'ya gitme şansını ve değişen yabancı statüsünü değerlendiren Çalımbay, hep zor günlerde görev aldığı dile getirdi. İşte Rıza Hoca'nın pencerisinden Türk futbolu:
‘Rize benim için çok özel'
“Hiçbir takımı 2 kez çalıştırmadım, Rize hariç... Rize'yi, halkını ve orada görev yapmayı çok seviyorum. Bu nedenle 3 defa gittim. Kötü ayrılmadım, iyi de bir takım bıraktım. Mehmet Özdilek belki 2-3 takviye yapacak. Alt ligden çıkan bir takıma kesinlikle çok transfer şart. O ligin oyuncusu lazım. Çaykur Rize çok iyi bir takım. Hazır takım bıraktım. Rize'de göreve başlarken zaten ‘size çok iyi bir takım yapacam, bu sezon için az futbolcu alırsınız' dedim. Sadece Rize değil, Sivas ve Eskişehir'e iyi takım bıraktım. Örneğin düşme hattında olan Denizlispor'la Avrupa'ya gittim. Sivas'ın en sıkıntılı günlerinde önemli teklif gelmesine rağmen bırakmadım.”
‘Kazandırdıklarımız ortada'
“Cüzi bir paraya transfer yapıp, ligde gol kralı olan futbolcu görmedim. Sivas'a Aatıf'ı neredeyse bedavaya getirdik. Şimdi bonservisine istenilen para ortada. Aynı şekilde Eneramo, 14-15 gol attı. Rize'ye Koray'ı 200 bin Euro'ya aldık, şimdi 2 milyon Euro'ya vermezler. Ali Adnan da öyle, Ludovic Sylvestre de... Eskişehir'de Alper'i A2 takımından çıkardım, şimdi alabilir misin öyle futbolcuyu... Veysel'i Galatasaray'dan aldık. 1-2 sene sonra aynı kulübe büyük paralarla geri döndü. 150 milyara mı ne almıştık. Yani ben ve ekibim transfer meraklısı değilim. Bıraktığım Göztepe dahil tüm takımlara bir şeyler kazandırarak gittik. Ve o takımlar çok para kazandılar.”
‘Zarar ettirdi diyemezler'
“Ekip olarak çalışçığımız her yerde yüzde yüz çok iyi takım bıraktık. Kimse bize ‘10 trilyon harcattı, zarar ettirdi' diyemez. Düşüncelerin aksine aslında transferi çok seven bir antrenör değilim, hatta hiç sevmem. Rize'de mesela bütün çalışma günlerimizi, tatilimizi zamanımızı transferler aldı. Mersin'de de öyle. Keşke hazır takıma gitsem. Yani hazır olan bir Rize'ye, Sivas'a gitmiş olsaydım transfer yapmazdım ki... O takımlara aldığımız oyuncular uzun vadeli. Şimdi ben Sivas'a getirdiğim futbolcuyu istiyorum; 3 yerine 6 istiyorlar.”
‘İlk hedefimiz istikrar'
“Mersin İdmanyurdu da geçen seneki Rize'ye benziyor. Transfer yapmamız gerekiyor. Yeni çıkan Balıkesir, Başakşehir de inanılmaz transferler yapıyorlar. Biz mesela Başakşehir'in aldığı iki kaleciyi istedik, alamadık. Bizden maddi açıdan daha iyi durumdalar. İnişli çıkışlı bir grafiği olan Mersin'de biz önce istikrarı oturtacağız. İlk hedef bu. Yani asansör takım değil. Ancak Mersin'in de yapacağı şeyler var. Bir kere mükemmel bir tesis yapması gerekiyor. Taraftarın, yönetimin, halkın bütünleşmesi, birlik beraberlik içinde olması gerekiyor. Bunların hepsinin olacağına inanıyorum. Birkaç takviye yapabiliriz. Ekibim en iyisini yapmaya çalışıyor.”
‘Sivas ayrı ama İnönü çok ayrı'
“Her şeyi mi futbola borçluyum. Bu mesleği çok seviyorum. Antrenörlük de olur yöneticilik de. Doğduğum yer olan Sivas'ın 4 Eylül Stadı ayrı. Ama İnönü çok farklı. Diğer arkadaşlarım gibi değil, ben orada başladım ve bitirdim, başka forma giymedim. 20 sene giyilen Beşiktaş forması ve 10 seneye yakın kaptanlık. En çok forma giyen, en çok şampiyonluk gören oyuncu oldum. Şeref Stadı'nı gördüm. Şartlarımız çok zordu. Yani Beşiktaş'ın adım adım her şeyini tattım. 4 Eylül Stadı topraktı çoçukluğumda orada koşardım. Maçlardan önce Beşiktaş taraftarının beni çağırması başka bir şey, tarif edilmez duygu.”
‘Ersun hoca da isteyerek bırakmamıştır'
“İş ahlakına çok önem veririm... Üzüldüğüm bir konu ise, hiçbir hoca çalıştırdığı takımdan gitmek istemez. Bütün antrenörler yeni takımlarına başarı için gider. Hedefler, transferler tutmadığı zaman sıkıntı yaşıyorsunuz. Mesela Ersun Yanal'ın isteyerek gittiğine inanmıyorum. Gerçekten üzülerek gitmiştir. Ersun hocanın bir tane hedefi vardı, şampiyon olmaktı. Türkiye Kupası vardı ama önemli olan şampiyonluktu, o da gerçekleşti. Bizim de bilmediğimiz şeyler oluyor, antrenörler bırakmak zorunda kalıyor.”
“Beşiktaş'ta beklenen desteği bulamadım”
“Beşiktaş'ta göreve başladığımda takım Avrupa'dan ve Türkiye Kupası'ndan elenmiş, ligde de zor durumdaydı. Bu durumda görevi kabul ettim. Ligin ikinci yarısında göreve başlamıştım ve ikinci yarıda en fazla puan alan takımdık. Sadece Galatasaray'a tek yenilgimiz vardı. Avrupa'ya gittik, Vaduz ve Malmö'yü eledik, guruplara kaldık ve sonra ayrılık ama bırakmak istemedik. Beklediğimiz desteği tam anlamıyla göremedik.”
‘A Milli Takım Fransa'ya gider'
“Milli takımın içinde bulunduğu gurup çok iyi. Bizim takımın yüzde yüz Fransa'ya gideceğine inanıyorum. Avantajlı bir guruptayız. Bana göre Hollanda'nın gurup birincisi olması da garanti değil. Takımımız çok iyi. Ancak çok iyi bir hava yakalamak lazım. Bu işte en tecrübeli Fatih hocadır. İzlanda maçı en kritik karşılaşmamız olarak görüyorum. Çok iyi başlarsak öyle götürebiliriz.”