Burak,Benden Çok Dayak Yedi!
Okan Üniversitesi'nde gerçekleştirilen Spor Seminerleri'nde konuşan Yılmaz Vural yine Türk futbolu hakkında iddialı açıklamalarda bulundu. Türkiye'deki 3 büyük kulübün futbolun gelişmemesi için uğraştığını belirterek, kulüp başkanlığının hem ticari hem de siyasi boyutunun olduğunu söyledi.
Okan Üniversitesi'nin düzenlediği Spor Seminerleri'nin ilkine deneyimli teknik direktör Yılmaz Vural konuk oldu. Seminerlerin koordinatörlüğünü üstlenen üniversitenin Spor Yöneticiliği Bölümü Başkanı Doç. Dr. Lale Orta seminerin açılış konuşmasında “Yılmaz hoca Türkiye'nin en iyi teknik adamlarından biri. Şu an pasif bir dönemde ama umarız yakında yine sahalarda aktif şekilde futbolun içinde olacak ve detaylı bilgilerini aktarmaya devam edecek” diye konuştu.
Seminerde öğrencilerin sorularını yanıtlayan Vural en çok takım değiştiren teknik direktör olarak anılması konusunda “25 takım çalıştırdım. Bu istikrarsızlığın nedeni ben değilim. Sistem acımasız. Bir antrenör bir sezonda en fazla iki takımda çalışabilirken, takım istediği kadar antrenörle çalışabiliyor. Antrenörler savunmasız" dedi. Vural, Gençlerbirliği'nde sadece bir maça çıktıktan sonra görevine son verilmesi konusuna da değindi: “Hukuki süreci başlattım. Maddi ve manevi zararım için dava açtım. Aynı zamanda Anayasa Mahkemesi'ne gitmek üzere avukatlarım araştırma yapıyor. Çünkü antrenörlerin hukuksal hakları konusunda çok çaresiz olduklarını gördüm. Türkiye'de antrenörler kendi haklarını koruyacak durumda değil.”
Gençlerbirliği'ne İlhan Cavcav'ın daveti üzerine gittiğini, 1998'de kötü ayrılmalarına rağmen, herhalde ihtiyacı var diye düşünerek teklifi kabul ettiğini anlatan Vural, Cavcav'ın Eskişehir maçı öncesi tekrar arayarak “Gelmene gerek yok, sözleşmeni feshettik” dediğini anlattı. Vural “Transferlerde aracıların aldığı 100 binlerce euroya engel olduk, adamcağızı ikna edip vazgeçirdiler” diye konuştu.
“Bizim de Rolex'imiz, x5'imiz var ama biz oralarda değiliz”
Vural, Türkiye'deki 3 büyük kulübün futbolun gelişmemesi için uğraştığını belirterek, kulüp başkanlığının hem ticari hem de siyasi boyutunun olduğunu söyledi: “Bu iş size öyle bir kimlik veriyor ki ticari olarak kârınız büyük. Bizim de Rolex'imiz, x5'imiz var ama biz oralarda değiliz. Bunlara sahip olmamız bile onları rahatsız eder. Siyasete girmenin en kısa yolu da kulüp başkanlığından geçiyor. Ben futbolun içinde olduğum yaklaşık 30 yılda sportif amaç taşıyan tek bir başkanla tanışmadım. Bir de bu kulüp başkanları oyuncuya dayalı bir sistem kurdular. 3-4 oyuncu teknik direktörü istemezse teknik direktör gider.”
Vural, Türkiye'de 1 milyar dolarlık futbol ekonomisini pirana balıkları gibi herkesin parça parça bitirdiğini anlatırken “Futbolu iflas ettirdiler, şimdi toparlayamıyorlar. Ülke futbolunun ne olacağını Uluslararası Futbol Zirvesi'nde tartışmaya başladılar” dedi.
Vural teknik direktörlerin drama dersi de almaları gerektiğini belirterek “Bana şovmen diyorlar. Tabii ki şov yapacağım. On binlerce kişi maçı izlemeye geliyor. Bazen maçı kaybedince üzülmüş gibi yapıyorum. Hepsinde üzülsem anam ağlar. Haftaya belki yine yenileceğiz, ne malum” diye konuştu.
“Burak Yılmaz şımarıktı, benden çok dayak yedi”
Öğrencilerin Burak Yılmaz'ın Çin'e transferini değerlendirmesini istemesi üzerine Vural, şu yorumu yaptı: “İngiltere yerine Çin'i tercih etmesi tamamen duygusal. Burak'ı A Takımı'na ben çıkardım. Çok dayak yedi benden çünkü çok şımarık bir çocuktu. Yeteneğinin ortaya çıkarılmasında emeğim oldu.“