5 Yıl Sonra Hedef Süperlig!

İlk olarak Elazığlı yerli bir hocayı göreve getireceklerini ve iyi futbolcuları takımda tutup yaşları 22’yi geçmeyecek genç futbolcuları takıma kazandıracaklarının altını çizen Başkan Erdem yeni bir Elazığ ruhuyla Süper Lig için Elazığspor’un temellerini atacaklarını belirtti. 
Güçlü bir yönetimle gümbür gümbür geleceklerini kaydeden Başkan Necati Erdem’in değerlendirmeleri şöyle; 

Bu kafayla, bu zihniyetle Elazığspor’u idare edilmez…
“Sizinde bildiğiniz gibi bir çok futbolcuyla yollar ayrılıyor. Biz göreve geldiğimizde ilk olarak Elazığ’lı bir teknik adamı göreve getireceğiz. Baştan sona kadar yerli hocayla devam edeceğiz. 10 yılın takımını kuracağız. Bu hemen olmayacak. Bölüm bölüm yapacağız. Mümkün olduğu kadar borcu düşürerek, fuzuli para harcamadan, bir şey söyleyeyim geçen sene başında ben bir televizyon programına telefonla bağlandım. Elazığsporla ilgili görüşlerim soruldu. Ben o zaman dedim ki bana kalırsa Bayram Bektaş’la devam etsinler. 4-5 tane iyi adam alırlarsa bu takım şampiyon olur dedim. Ben yabancı hoca taraftarı değilim ama yabancı hocada ısrar edeceklerse Bayram Hoca’yı göndermesinler dedim. Bu benim kendi görüşüm. Aradan birkaç gün geçti Bayram Hoca’yla yollar ayrıldı. Akabinde Mehmet Altıparmak’ı getirdiler. O zaman ben yine görüşlerimi söyledim. Ben bu takımı beğeniyorum dedim. Futbolcuların gününde primi ve maaşı verilirse bu takım şampiyon olur. Daha sonra Mehmet Hoca’yı da gönderdiler. Sonra Hüseyin Kalpar’ı getirdiler. Ben dedim hoca almayın masraf yapmayın, yerli hocaya dönün dedim. Ben kendi görüşlerimi söyledim. Eskişehir Maçı’nda o zaman 7 transfer yapacaklardı. Ara Transfer dönemiydi. Ben o zamanda görüş bildirdim. Dedim bu takımın ölüsü düşmez, dirisi şampiyon olmaz. Birbirimizi kandırmayalım. Açık ve net söylüyorum. Bu kafayla, bu zihniyetle hiç kimse Elazığspor’u idare edemez. Yazı o paralara. Ben kimseyi eleştirmiyorum. Kulüp idareciliğinde kararlı olacaksın. Dik duracaksın. Ne yaptığını iyi bilmen lazım.”

5 yıl sonra Süper Lig’de Elazığspor ilk 5’e oynayacak…
“Ben Elazığspor’un yeniden temelini atacağım. Güçlü bir yönetimle. Yeni bir Elazığspor ruhuyla atacağız. Yönetim kurulunu listesini ben Elazığspor Kulübü’ne teslim ettim. 25 kişilik yönetim kurulu, 10 yedek, 3 tane denetleme, 3 tane yedek ve 3 tane disiplin kurulu ve yedek tam listesini kulübüne üst yazıyla müracaatımı teslim ettim. Mesala Önder Kabasakal, kendisi Yargıtay’da savcı. İyi bir Elazığsporludur. Kendisi beni aradı. Bundan 20 gün evvel, 30 senelik bir dostluğumuz var. Yakında emekli olacağım. Elazığspor’u seninle yaşamak istiyorum. Beni yönetime alırsan ben senin Ankara ayağın olurum dedi. Önder Kabasakal yönetim kurulumuzda. 15 tane paralı işadamımız var. Elazığ’dan 6-7 isim var. Bomba gibi geliyoruz. Biz Süper Ligin temelini atıyoruz. 5 yıl sonrada Elazığspor ilk 5’e oynayacak. Hemen şampiyonluk yok. Bu sene önümüzü göre göre gideceğiz.”

17 Bin kişilik stad bize yetmeyecek…
“Elazığspor’un 1 TL’sini kimseye yedirmeyeceğim. Menajerler kapıdan giremeyecek. 10 liralık futbolcuyu 3 liraya getireceğim. Alacağımız futbolcular 22 yaşını geçmeyecek. Alacağımız 100-150 Bin TL’lik futbolcuyu da 3 sene sonra 5 Milyon TL’ye satacağım. Herkes bunu bilsin, bakın herkes görecek yeni bir ruhla, Allah can sağlığı verirse bize, nasip olursa, yeni bir değişim rüzgarı olacak ve Elazığspor’u Türkiye konuşacak. İster Gençlerbirliği gelsin, Karabük gelsin bunlar beni bağlamaz. Ben sağlam adımlarla yaptığım zaman benim rakiplerim Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzon, Beşiktaş, ben bu takımlarla mücadele edeceğim. Biz onun temellerini atmaya geleceğiz. Biz bunu Elazığ ruhuyla yapacağım. Bildiğiniz gibi yeni yapılacak Elazığ stadyumu 17 bin kişilik.  Ben buradan söylüyorum. 30 bin kişilik yapsınlar. 17 Bin yetmez. Elazığspor Türkiye’de isim olacak bir kulüp haline gelecek. Biz göreve gelirsek.”

İlk olarak vali ve belediye başkanını ziyaret edeceğim…
“Ben şunu bilirim, ben kulübü alırım, başkanlığı alırım. Giderim yönetim kurulumla ilk olarak Belediye Başkanı ve valiyi ziyaret ederim. Bana imkanlar ölçüsünde nasıl yardım edeceklerini iletirim. Bana değil Elazığspor’a yardım edecekler. Ben kimseden icazet alarak yola çıkmam. Geleceğim kongreye, 20 kişilik yönetim kurulumla, uçakla kongreye geleceğim. Tüm yönetim kurulu olarak kongrede bulunacağız. Listemizi sunacağız. Eğer kongre üyeleri teveccüh ederse devam edeceğiz. Aksi takdirde kazanana yönetimi tebrik edip geri geleceğiz.”

Beni çok öven gazeteci benim dostum değildir.
“ Ben bundan önceki kongreye neden gelmediğimi de sizin aracılığınızla açıklayayım. Ben olayı kongrede açıklayacağım. Bana o zaman dediler ki Sedat Başkan istifa etti. Ben Sedat Başkanı aradım. Kayyuma kalacak söylemleri vardı. Bende dedim ki eğer Elazığspor kayyuma kalacaksa ben varım dedim. Ben kesinlikle Elazığspor’u kayyuma bırakmam. Borç ne olursa olsun dedim. Ben Sedat Bey’i aradım. Dedimki en doğu olan sizin devam etmeniz. Israr ede ede söyledim. Eğer sen devam edersen ben kesinlikle yokum dedim. Durumu anlattılar. Ben daha sonra bizim Zeki Dağ var. Yönetimde. Ben onunla görüştüm. Bana dedi biz devam edeceğiz. Bende dedim devam edeceklerse o zaman kongreye gitmeme gerek yok. Sonra bir gece baktım Kanal Fırat Son Durak programında Elazığspor kayyuma kalıyor haberi. Bende Elazığspor’u kayyuma bırakmam ve ben gider alırım dedim. Ben o gün uçağa yetişemedim. Basında işte geçtiğimiz gün uçak bileti alırsa gelir haberi çıktı. Ben düşünün 22 Aralık’ta 40 tane futbolcunun İstanbul’a gidiş-geliş uçak biletini aldım.  Konaklama giderlerini karşıladım ve 140 Elazığlıyı da İstanbul’da yemekte bir araya getirdim. Beni eleştirebilirsiniz. Ama bu eleştiri sınırlarını aşıyor. Eleştirmek güzel bir şey. Beni çok öven gazeteci benim dostum değildir. Samimi değildir. Gazeteci doğru yaptığında doğrudur, yanlış yapığında yanlıştır diyecek.”

Ben Ak Parti’nin veya Belediyenin kulüp başkanı değilim…
“ Ben bu yükün altından kalkacak yönetimi kurdum. Ben kendi karizmamı da çizmem. Yapamayacağım işin altına da girmem. Benim herşeyim hazır. Ama ben gidip Belediye Başkanından icazet almam. Ben Ak Parti’nin veya Belediyenin kulüp başkanı değilim. Ben Elazığlıların başkanıyım. Ama Belediye Başkanımız nasıl ki eski yönetimlere yardım etmişse öyle tahmin ediyorum bize de yani bize değil Elazığspor’a yardım edecektir. Her ay gelir-gider tablomu internete koyacağım. Bütün herkes görecek. Şeffaf olacağız. Şeffaf olduğun zaman kimse kalkıp daha demez 50 ton peynir mi yediler. Yani kimse merak etmesin. Biz geliyoruz. Kulüp nasıl görecekler. Ben geçmişte Elazığspor Kulküp Başkanlığı yaptım ama sonradan TFF Genel Kurulu’nda çalıştım. Mesala kimse bilmez. Riva projesinin altında imzam var, komisyon başkanı olarak. Ben bilgi birikimimle geliyorum. Mesala Elazığspor otobüsüne 13 Bin TL para veriyor. Ben otobüsü dışarıdan Elazığspor’a hediye getireceğim. Ben Karakoçanlı İşadamlarını aradım. Kulübün otobüsünü hediye getireceğim. Elazığspor’un kendi öz malı olacak. Bütün muslukları keseceğim. Ben icraatımla kendimi ispat ederim. Ona buna çamur atarak değil. Basınımızla bu işi beraber yürüteceğiz. Herkes rahat olsun.”

Kadir Bekmezci’ye 50 Bin TL bile çok…
“Mesela ben Kadir Bekmezci’ye 850 Bin TL vermem. 30 Bin TL ancak veririm. 50 Bin TL bile çok. Açık ve net konuşuyorum. Bana para kazandırmayacak boş adamları kulübe almam. Ha şöyle olur. Tom, Tatos, Bjarnason takımda tutup gençleri içine koyarım. Ama ben gününde parasını veririm futbolcuların. Herkes işini yapacak. Biz kulübe imam veya müezzin atamıyoruz. Futbolunu oynasın işin yapsın. İyi adamları tutacağız. Bir taraftan da Elazığlı hocalarımızı, pişirip tecrüben kazandırıp, dışarıya ihraç edeceğim. Niye Elazığ’dan hoca çıkmıyor. Bugüne kadar bende dahil bütün kulüp başkanları suçludur. Elazığlı hocalarımıza sahip çıkacağız. Ben 30 sene evvel Elazığspor Taraftarıyla beraber, Yüksekova Maçı’na 3000 kişiyle gittim. O zaman terörün en kötü zamanı. Yeterki bu taraftar başarıyı görsün. Başarıyı görse ölümüne gelir. Elazığspor Taraftarı Türkiye’nin en iyi taraftarı. Bunu çözememişler maalesef. Elazığspor taraftarıyla yapamayacağımız şey yok.”