Şapkadan Tavşan çıkarma denemesi, bu kez de fayda etmedi. Hazırlık maçlarında, zayıf rakipleri yerle bir edip Türk Milleti`nin gururunu okşadılar. Millet de "Vayyy. Ne takımmışız yahu! Bize hiçbir rakip dayanamaz” havasına girdi. İspanya`dan 3 gol birden yiyip rezil olunca da vatandaş,”Bu nasıl iş? Ne oldu bu çocuklara?”diye hayret etmeye başladı. Kimse kusura bakmasın. Gücümüz bu kadar. İşin özeti bu.
Peki, sanal İmparatorun hiç mi kabahati yok? Suç yalnızca futbolcularda mı? Fatih Terim de mi? Aslında, onun da suçu yok.Onu oraya getiren Tüpçü`de kabahat. Hatta, onda da değil. Peki kimde yahu? Söyleyelim. Futbola eline sokup, milletin en çok sevdiği bu sporun içine edenlerde. Haluk Ulusoy’dan sonra, atama ile gelen Başkanlar, Türk Futbolunu 100 yıl geriye götürdüler. Terim`e sonsuz yetkiler verildi. Federasyon Başkanı bu zat-ı muhteremin gölgesinde kaldı. Denenmişi denemek ahmaklıktır. Bu kaçıncı hüsran? İmparator hazretleri, şimdi hazırlık içinde. Beşinci defa, Galatasaray`ın başına geçecekmiş. Yani,”Benim oğlum bina okur. Döner, döner yine okur” Kendi takımında forma şansı bulamayan futbolcuları, Avrupa arenasında sahaya sürüyorsun. Yani sen, o takımların Teknik Direktörlerinden daha mı akıllısın? Daha mı bilgilisin? Bu şampiyonanın kaybedeni, her zamanki gibi, sanal imparatordur. Zaten Terim`in hedefi Avrupa Şampiyonasında başarı olmak değildi. Onun tek hedefi, Avrupa Kupalarına katılmayı başarmaktı. Yıllar sonra,”Bakınız. İmparator hazretleri! On milyon yüz kere Avrupa Şampiyonasına katılmayı başardı” dedirtmekti. Literatüre girmekti. Hedefi tutturmanın rahatlığı içinde,milli takımımızla oynadı, durdu. Tek adam ya! .Hesap soracak kimse yok. Direk saraya bağlı!. Fatih Terim ve şürekası, bu şampiyonada başarılı olamadılar.Türkiye’yi başarı olarak temsil eden bir kişi vardı.O da,Cüneyt Çakır`dı. Kendisini tebrik ediyoruz.
Unutmadan, Avrupa Şampiyonası, Türkiye’ye bir kazanç sağlamadı. Bu şampiyonadaki en büyük kazancımız, sanal imparator dahil, bir çok reklam yıldızı kazanmamızdı. !Bu da bir kazanç !Allah var rol yapmada ve oyunculukta başarılılar..." Bu marifetlerini yeşil sahalarda yapmış olsalardı, bu gün bu yazıyı yazmıyor olacaktık. Fatih hoca antrenörlük işini bıraksın. Hem torununa baksın, hem de bir reklam ajansı kurup, bu arkadaşlarla, dizi çevirip, reklam sektörüne yıldızlar kazandırsın. Zaten yüz mimikleri, el kol hareketleri, benim diyen sinema yıldızında yok. Sanal imparatora, buradan bir uyarıda bulunmak istiyoruz. Hakan Şükür’ü unutma! Bir zamanlar, Sarayın gözdesi, has adamı olan, TRT`de ayda 1 trilyona yakın para kazanan Milletvekili olan bu şahıs üzerindeki koruma kalkanı kalkınca, soluğu Amerika’da aldı. Kendine mukayyet olasın. Ne olur, ne olmaz!. Atalarımız ne güzel söylemiş; Ağaca dayanma kurur, Duvara dayanma yıkılır, İnsana dayanma ölür. Son bir söz; ”Mağrurlanma Padişahım, Senden büyük Allah (C.) var. Sağlıcakla kalınız.