Öncelikle, İğneyi kendinize,çuvaldızı ise başkalarına batıracaksınız..Siz , saygın ve köklü bir kulübün başında olacaksınız.Her gün iki camiayı can düşmanı yapacak açıklamalar yapacaksınız.Bir önceki müsabakada,polisin itirazına rağmen,olay çıkarmak için rakip takım taraftarının olduğu yerden çıkmaya çalışacaksınız.Sonra da ben buradan çıkarım.Akrabalarımı çağırır çıkarım diyeceksiniz.Sonra da sahada bombalar,taşlar atılacak.Suç kimde diye soracaksınız? Yok öyle. Yıllardır futbol camiasının içinde bulunduk. Profesyonel müsabakalarda Futbol Federasyonu adına görevler üstlendik. İdarecilerin izini, yardımı, desteği olmadan, olay çıkarmanın, sahaya yabancı madde sokmanın asla mümkün olamayacağını gördük. Aksini iddia eden, Türkiye’de yaşamıyor demektir. Taraftarları birbirine düşüren maalesef yöneticilerdir. Peki, işler bu hale gelinceye kadar Futbol Federasyonu ne yaptı dersiniz? Günü kurtarmaya çalıştı. Siyasilerin işaretlerini bekledi. Kim ne derse desin, Haluk Ulusoy’u tu kaka edenler, bu gün onu aramaktadırlar. Çünkü o icazetle gelmemiştir. Adaletli davranmıştır. Durum böyle vahim bir hal almışken, Federasyona düşen, derhal israfa etmektir. İstifa da bir erdemdir. Ama günümüzde birçok skandalda, ne bir bürokrat, ne bir Bakan istifayı düşünmemişken, Federasyonun istifasını beklemek de, hayal görmek anlamına gelmektedir.
Trabzon’da yaşanan olaylar, yöneticilerin yaptığı kışkırtmaların sonucudur. Burada her iki takım yöneticilerini de kastetmekteyiz. Sahada onurlarıyla mücadele eden 22 futbolcunun, bu işte hiçbir suçu yoktur. Onlar gerek Milli takımda, gerekse günlük hayatta arkadaştırlar. Fanatik taraftarların ve düşünce kıtlığı çeken bazı yöneticilerin bilmediği gerçek budur.
Diyeceksinizi ki, hırsızın hiç mi suçu yok. Olmaz mı? Evinde hanımına söz geçiremeyen. Geçim sıkıntısı içinde bunalan insanlar, birileri tarafından hedef gösterilen rakip takımı görünce, deşarj olmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Onlara sormak lazım. Bu yaptıklarınızın takımınıza ne faydası var? Kırıp dökmek size ne kazandırdı? Futbolu yönetenler, öncelikle işleri bu hale getiren yöneticilere ömür boyu sürecek cezalar vermeli. Saha içinde ve dışında, kırıp döken, taraftar demeye dilimizin varmadığı yaratıkların da, en ağır adli cezalar almaları sağlanmalı.
Peki, futbolumuz bu badireyi nasıl atlatacaktır? Yapılacak tek iş, genel kurul yapılarak, adil ve siyasi otoritenin müdahalesi olmadan, kendini yönetecek yönetimin seçilmesidir. İcazetle gelen bir yönetim kurulu, eskisinden daha iyi bir yönetim sergileyemeyecektir. Sağlıcakla kalınız.
