"Önceden biri bana Roland Garros'u diğer Grand Slamlerden daha çok kazanacaksın deseydi ona sen içmişsin derdim. " diyordu Maria Sharapova şampiyonluktan sonra düzenlediği basın toplantısında. E hayat denen de tam olarak böyle bir şey değil mi zaten ? Başarı için sadece sizin sahip olduğunuz vasıflar değil, içinde bulunduğunuz şartlar da önemli her manada.
Daha önce defalarca yazdık burada 2008 sonrası Sharapova'yı. Yine tekrar edecek olursak Masha'nın bugün toprak kortta bu kadar başarılı olmasının temel sebebi şu anki imkan ve şartlarda yatıyor. Omuz sakatlığından önceki Sharapova, güçlü servis ve vuruşlarla donatılmış agresif oyunuyla tam bir hızlı zemin oyuncusuydu ve o zamanki mentalitesiyle toprak korttan hiç ama hiç hazzetmiyordu.
Rus yıldızın 10 ayına malolan o meşhur omuz sakatlığından sonra ise işler değişti. Maria artık eski hızını kaybetmişti. Savunmasında oluşan açık, hızlı zeminlerde büyük bir dezavantaja dönüşürken topun yerden sektiğinde hız kaybettiği toprak zeminse Rus yıldıza artık ilaç gibi geliyordu. Dolayısıyla toprak kortta kendisini buz üstündeki inek gibi görmekten vazgeçmeliydi. Nitekim 2008'deki sakatlığına kadar kazandığı 19 tekler birinciliğinin yalnızca 1'ini toprak kortta elde eden Maria'nın sonrasında kazandığı 13 kupanın 10'u ise bizzat toprak kort şampiyonluklarıydı.
Masha'nın sakatlık öncesinde oyun olarak daha kudretli bir oyuncu olduğuna şüphe yok. Ancak sakatlığı sonrasında düşen oyununun kendisine istikrar olarak geri geldiğinin de altını çizmek lazım. Kendisiyle ilgili son yazdığımız yazıda her an ilk 10'un dışına çıkabileceğinden bahsediyorduk. Oysa kendisi toprak sezonunda elde ettiği şampiyonluklarla ilk 10'un dışına çıkmak şöyle dursun, 5 numaraya kadar yükseldi. Bu da hiç kuşkusuz bu istikrarın eseri.
Son tahlilde bir zamanlar hiç sevmediği Fransa Açık, bundan böyle Rus güzelinin turnuvasıdır. Paris'te son üç senenin tamamında final görüp iki kere de mutlu sona ulaşması bunun en büyük kanıtı.
