Yıldırım Demirören federasyonu tüm futbolseverlerin sezonun bitmesini, şampiyonun ve düşenlerin kim olduğunu merak ettiği bir dönemde birden bire karşımıza "passolig"diye bir olayı çıkardı. Hatta "passolig"i bize resmen dayattı dersek daha doğru olur.
Eskiden toplu taşım araçlarına binerken paso gösterirdik, ya da otobüsün biletçisi "pason var mı" derdi. O zaman 70'li 80li yıllardı, öğrencilik dönemlerimizdi. Hatta bir şeye bir olaya pes ettiğimiz zaman "benden paso"derdik. Şimdi teknolojiyle birlikte diğital döneme geçtik ve bu terimi unutmuştuk. Ama Yıldırım Demirören federasyonu sağolsun bu eski terimi bize acı bir şekilde hatırlattı. Tüm futbolseverlerin sezonun bitmesini, şampiyonun ve düşenlerin kim olduğunu merak ettiği bir dönemde birden bire karşımıza "pasolig" diye bir olayı çıkardı. Hatta "passolig"i bize resmen dayattı dersek daha doğru olur.
Kimse bize çağdaş bir uygulama yapıyoruz deyip zeytinyağ gibi üste çıkmasın. Bu işin perde arkası açıklanmalı. Niye sadece bir şirket üzerinden, bir banka üzerinden passolig uygulaması yapılıyor açıklansın. Pis kokuların geldiği bir uygulamadan kimler ne kazanacak bunlar açıklansın ve kamuoyu aydınlatılsın. Yoksa "biz yaptık oldu" mantığıyla bu işi karambolde devreye sokmak doğru olmaz.
Yıllardır söylüyoruz, "taraftarı tribünlere çekmek için ne yapmamız lazım buna kafa patlatalım" diyoruz. Federasyon ise buna çare arayacağına, sert seyircisiz oynama cezalarıyla tribünleri boşaltma peşinde. Kardeşim bir küfür varsa tabii ki cezalandır ama sen gidip tüm tribünleri cezalandırıyorsun. Yani bunu yaptığında futbolu iyice bitiriyorsun, farkında mısın?
Sanki kadın ve çocuklar geliyor küfür yok. Bir kere bir konunun altını çizelim, kötü seyirci iyi seyirciyi stada getirmiyor. O halde yapmanız gereken bu kötü taraftarı temizlemek olmalı bence. Bunun yolu da toplu halde cezalandırma değil, cımbızla ayıklayıp biraz uğraşarak bu tür olayları tezgahlayan ve yapanları en ağır şekilde cezalandırmak olmalı. İşte bütün bu kötü manzaranın üzerine kötü kokular içinde bir de passolig uygulaması yaparsanız ligin en heyecanlı döneminde tribünler bomboş kalır.
Ben Anadolu'da her hafta maçlara giden bir gazeteciyim. Gördüğüm tablo taraftarın tribünlerden hızla uzaklaştığı ve maçları yayıncı kuruluştan izlemeye başladığı şeklinde. Bu bir yatırım ve ziyan olmasını istemiyorsanız Demirören'in yapması gereken bir kere passolig uygulamasını kolaylaştırması lazım. Bunun başlangıcı da insanların kredi kartı ve banka seçim olmadan passolig alabilmelerini sağlayan değişikliği yapmaktan geçer. Aksi halde adı sanı duyulmamış bir bankanın kredi kartı pörtföyünü artırmak için yaptığınız dayatma zaten sallanan koltuğunuzu iyice oturulmaz hale getirir. Bu yazıyı ister dikkate alın ister almayın. Benim kişisel olarak hiç bir bankadan, bir kuruluştan, bir kimseden çıkarım yok. Kimseye de bir diyetim yok. Samimi olarak Türk futbolunun iyi bir yerlerde olması ve futbolumuzun dolu tribünler önünde oynanması için çareler arayan bir emekçiyim. O nedenle " Benden Passo" diyorum.
Son söz; eğer yukarıda yazdığım iddalar için yok öyle bir şey herkes Passolig kartını her istediği yerden kolaylıkla alabilir diyebiliyorsanız kamuoyunu aydınlatın ve açıklayın, bizlerde öğrenelim.
