28.12.2004 tarihinde yapılan seçim sonucu Atletizm Federasyonu Başkanlığına seçilmiş olan Mehmet Terzi yaşanan doping skandalları sonucu 02.08.2013 tarihinde istifa etmek zorunda kalmıştır.
Mehmet Terzi 1955 Eskişehir doğumludur. Atletizme 1973 yılında, orta ve uzun mesafe koşucusu olarak başlamış ve yaklaşık 20 yıl, aktif ve de başarılı bir şekilde sporunu yapmıştır. Terzi,spor yaşamında önemli başarılar kazanmıştır. Kazanmış olduğu başarıların yanı sıra kişilikli ve dürüstlüğü ile de spor kamuoyunun ve Atletizm camiasının sevilen ve de sayılan bir şahsiyetidir olmuştur. Ancak 9 yılı aşkın yürütmüş olduğu Federasyon Başkanlığın da yaşanan sıkıntı ve skandallardan dolayı aynı şeyleri söyleyebilmek maalesef mümkün değil. Terzi sporculuğunu bireysel, federasyon başkanlığını ise ekip çalışmasıyla yaptı. Bu nedenle Terzi’nin Federasyon Başkanlığında yaşanan sıkıntı ve skandalların nedeni iyi bir ekip oluşturamamış olmasından kaynaklanmaktadır. İşte bu nedenden dolayıdır ki Terzi’nin istifası Spor kamuoyunda ve camiamızda sürpriz karşılanmamıştır. Yönetim kurulunun toplu istifa etmemiş olması ise yadırganmıştır.
Sporların temeli, olimpiyat oyunlarının ise can damarı olan Atletizm de 1922 yılından günümüze kadar ablalarımızın, ağabeylerimizin, arkadaşlarımızın ve de kardeşlerimizin elde etmiş oldukları başarılar (temiz) sayesinde camiamızın haklı bir saygınlığı bulunmaktaydı. Ancak atletizm de yaşanan doping ve benzeri olumsuzluklar nedeniyle bu saygınlığın yitiriliyor olması çocuklarını dün olduğu gibi bugün ve yarın atletizme vermeyecek anne ve babaların sayısının artığını görebilmek atletizmi özde seven bizleri ciddi anlamda kaygılandırmaktadır.
Takım arkadaşım olan Mehmet Terzi’ye bu güne kadar hiçbir federasyon başkanına verilmemiş olan siyasi destek, rüyalarında görebilmesi ancak mümkün olan bütçe ve üç dönem başkanlığa rağmen Türk Atletizminde tarih yazabilmesi mümkündü. Ancak Terzi iyi bir ekip kuramamış olması nedeniyle dördüncü dönemi de düşünürken istifa ettirilmiş olması kendisi adına hiç de iyi olmamıştır. Yaşanan sorunların sorumluluğu sadece Terzi’ye ait değildir. Çünkü başarılı sonuçlar iyi bir ekip çalışmasıyla alınabilmiş olduğu için yönetim kurulu da en az Terzi kadar sorumludur. Yönetim kurulunun da Terzi gibi istifa etmemiş olması garip bir durumdur.
Mehmet Terzi’nin dün Sayın Bakana sunmuş olduğu istifa mektubunu şayet sekiz ay önce yapmış olsaydı sporculuğunda olduğu gibi Türk Atletizm tarihine altın harflerle ismini yazdırabilmiş olacaktı. Terzi, bunu yapamamış olduğu gibi trajik komik bir durumla da Federasyon Başkanlığı görevinden ayrılmıştır. Atletizmde yaşanan sorun ve skandallar tahammül sınırlarını aşmış olması nedeniyle 01 Temmuz 2013 tarihinde yapılan Yönetim Kurulu toplantısında Terzi’nin istifa etmiş olduğunu ancak Yönetim Kurulunun bu istifayı kabul etmemiş olduğu basında maalesef yer almıştı. İşte bu trajik komik bir durumdur. Çünkü Terzi’nin istifanın tek taraflı bir hadise olduğunu ve sunulacak makamın da Yönetim Kurulu olmayacağını bilmesi gerekirdi. İkinci husus ise Genel Sekreter ile Genel Koordinatörün görevlerine son verilmiş olduğunun açıklanmasıydı. Görevine son verilmiş olduğu açıklanmış olan genel sekreter 2005 yılında kadrolu olarak genel sekreterlik yapmış, ancak 2010 yılında emekli olmuş biridir. Görevine son verilmiş olan bu kişi üç yıl sonra sözleşmeli genel sekreter olarak ve çok iyi bir maaş da ödeyerek çalıştırılmaktaydı. Genel koordinatörlük görev yapan kişi ise Terzi’nin ilk döneminden beri bu görevi yapan kişidir. Ve yapmış olduğu görev de fahri bir görevdir. Terzi ve yönetim kurulu bu kişiye hangi gerekçelerle sekiz yıl sonra bu kişiyi ve yüksek bir maaş ödenebilmesi kararını almışlardır. Ayrıca bu kişi Spor Genel Müdürlüğüne sporcuların almış olduğu ödülden baş antrenör olarak yararlanabilmesi için müracaat etmiş ancak teklifinin uygun bulunmamış olmasından dolayı teşkilatı mahkemeye veren kişidir. Terzi ve yönetim kurulu, genel sekreter ile genel koordinatörün grevlerine son verildiğini açıklamış oldukları gibi hangi nedenle yapılmış olduğunu da açıklamalıdırlar bence.
Sonuç olarak doping de sıfır tolerans açıklamasını yapmış ve bunun gereği olarak da Mehmet Terzi’nin istifasını istemiş olan Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Suat Kılıç’a teşekkür edilmesi gerekmektedir. Çünkü Atletizm de yaşanan sorun ve doping skandalı Ülkemizi itibarını Uluslar arası spor platformlarında yitirmekte ve İstanbul 2020 olimpiyat oyunları adaylığımızın şansını olumsuz etkilemekteydi Bu nedenle Terzi’nin istifası bence Ülkemiz ve Atletizm camiamız için hayırlı olmuştur.
Üç ay içerisinde yapılacak olan genel kurulun bu yaşananları göz önünde bulundurarak “Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer” veciz sözü doğrultusunda iyi bir başkanın yanı sıra camianın içinden ve uyumlu bir yönetim oluşturulabilmesi çok önemlidir. Aksi taktirde bu kötü süreç hızla sürecektir.
