Bir şehir takımı küme düştü artık küme düşmesinin yanında siyaset de belediye başkanı da iş adamı da şehrin bürokrasisi de küme düştü.
2014 yılında boyunlarında bordo-beyaz atkısı olan siyâsilerin; “Doğu’nun Süper Lig’deki tek temsilcisi” diye söze başladıkları Elazığspor, 7 yıl içerisinde mevcut başkan Elazığspor'u 3 kez küme düşüren başkan olarak tarihe geçmiş ve köklü kulübümüz 3. Lig’e düşmüş!
Tararftar grupları tarafından "Efsane Başkan" diye lanse edilip ve yaptığı toplantılarda taraftar gruplarını yanına alarak gövde gösterisi yaparak Elazığspor’u 3 kez küme düşüren "Efsane Başkan” olarak tarihe geçmiş!
Evet bir takım düştü bir itibarımız vardı onu da düşürüp yerle bir ettiniz.
Bu takım düştü
Elazığ şehri küme düştü.
Bu takım düştü
Artık sadece kadın basketbol ve deprem şehri olarak anılırız.
Bu takım düştü
Marka şehir imajımızın esamesi okunmaz artık Türkiye’de.
Bu takım düştü
Otellerimiz küme düştü, zaten olmayan turizmde biter böylelikle.
Bu takım düştü
Restoranlarımız küme düştü, gastronomi şehri unvanımız küme düştü.
Bu takım düştü
Hepimiz küme düştük
Vali olmak demek sadece şehrin mülki idaresini sağlamak değildir, şehrin en önemli tanıtım yüzü olan sporda özellikle de futbola yatırım yapıp başarıyı sağlamaktır. Örnek mi yanı dibimizdeki Tunceli Valisinin memleketine yaptığı hizmeti hiçbir Adanalı yapamamıştır, araştırın ve okuyun.
Belediye başkanı veya başkanları olmak demek; yol yapmak, temizlik ve dahi bir sürü kentsel konu ile uğraşmaktan ibaret değildir. Şehrin en önemli dinamiği olan spor konusunda özellikle futbola da hizmet etmektir ama bu hizmet prim vermek, tesislerin masraflarını sağlamaktan ibaret olmamalı daha kurumsal ve profesyonelce olmalı. Behçet Susmaz, Hamza Yanılmaz, Süleyman Selmanoğlu ve Mücahit Yanılmaz oluşturdukları yönetimlerle Elazığspor’a katkı da verdiler zarar da verdiler. Özellikle Behçet Susmaz ve Hamza Yanılmaz, yönetimleri doğru tercihler olurken Süleyman Selmanoğlu döneminde yapılan olumlu destekler daha sonra yanlış yönetimlere verilen destekler Elazığspor için karanlık tünelin başlangıcı olup Mücahit Yanılmaz dönemiyle taçlanan yönetimsel yanlışlıklar ve Elazığspor’un sonunu hazırlayan efsane başkan ile biten bir Elazığspor. Bunun gibi birçok neden sayılabilir Şahin Başkanım, sizler bu takıma sahip çıkacak ve diriltmesini bileceksiniz ama yanlış yönetimlerle değil, hele ağabeyiniz ile hiç değil o zaman sizin de Selmanoğlu’undan bir farkınız olmaz!
Oda başkanı olmak demek; sadece ticaretle ilgilenmek demek değildir. Asilhan Başkan, gerçek Elazığsporlular biliyorlar, iki yıl önceki tahtayı sizin kırdığınızı biz biliyoruz ama ne olur eksik bir şeyleri siz de tamamlayın bu taşın altına elinizi değil gövdenizi bırakınız.
Milletvekili olmak demek; sadece meclisteki işleri ve ülke yönetimini kapsamaz. Elazığspor sahip çıkar, Elazığspor’un sahibi benim diyebilmelidir yoksa elin oğlu gelir "Elazığspor’un sahibi benim" der sizleri taraftarlarla karşı karşıya getirir şimdi "Elazığspor’un sahibi bendim diyene söyleyin." Elazığspor küme düştü.
Sanayici veya şehrin ileri gelenleri size de sesleniyorum; 54 yıldır şehrimizin adını duyuran bu takımın bu haline daha ne kadar kayıtsız kalacaksınız hiç mi ata toprağının değerine Elazığspor’a destek olmayacaksınız.
Cafer Aydın Hoca’nın dediği gibi bir şehrin kaderi 18 ile 20 yaşındaki gençlere emanet edilmiş acaba yukarıda saydığım şehrin mülkü amirleri "Bu çocukların antrenmana gelecek minibüs parası olmadıklarını biliyorlar mıydı? Bu çocuklar mevcut başkan tarafından hor görülüp primlerinin verilmediğini, sadece asgari ücret verdiğini biliyorlar mıydı?" Biz bunlarla küme düştük, bunca dertle küme düştük.
Suçlu futbolcular veya Teknik Direktörler değil suçlu Ankara’da toplantı düzenleyip Başkan Selçuk ÖZTÜRK’e destek veren milletvekilleri, vali, il başkanı, belediye başkanı suçlu. Niye mi suçlusunuz? Gücünüz yetmeyip Başkan Selçuk Öztürk’e teşekkür edip başkanlığa bıraktıramadığınız için suçlusunuz!
Bakın değerli Elazığlılar, sayın büyüklerim ve dahi diğer ileri gelen ve elinden en ufak bir şey gelen tüm halkımız;
Bir şehiri şehir yapan değerler vardır. Bunların içinde spor kulüpleri, sanat toplulukları da vardır.
Gün birlik beraberlik günüdür. Önce bu düştüğümüz durumdan çıkarmamız lazım kenti. Ondan sonra kendi içimizde hesaplaşmak istersek ve kimin kimle hesabı varsa görür. Gel gelelim o gün bugün değildir.
Elazığspor bu şehrin malı ve demirbaşıdır. Kimseye ait değildir. Bu şehir bu takıma iyilik yapanı da kötülük yapanı da unutmaz. Bunu bilerek davranalım lütfen.
Hem Küme düşmek kolay mı sanıyorsunuz!
Peki ya geri çıkması o kolay mı?
Alın size Orduspor örneği. Kuruluş yılı 1967
Nerede ta 3. Ligde.
Elazığspor küme düştü, şehirde küme düştü!
Evet Elazığspor büyük br camia fakat büyüklük her şey kurtarsaydı, Titanic batmazdı!
Gözünüz aydın olsun(!)
Koskoca bir “şehri’”temsİl eden bir spor kulübünün sizlere ne zararı vardı ki?
Neden destek olmayıp köstek oldunuz ki?
Sizin il gençliğinize verdğiniz değer bu mudur? Kimse kmsey kandırmasın. Gerçekten Elazığsporluyum diyen herkes elini vicdanına koysun.
Sizler bu takımın küme düşmesine çanak tuttunuz.
Yazık gerçekten çok yazık.
Elazığspor kaderine terk edilmiştir.
Küme düşen Elazığspor ve onu yöneten başkanlar,idareciler, mülkü amirler, siyasetçler, iş adamları ve şehrin ileri gelenlerdir.
BU TAKIM DÜŞTÜ, BU ŞEHİR DÜŞTÜ; BU ŞEHİR DÜŞTÜ SİZLER DE DÜŞTÜNÜZ!