20 Nisan 2003 tarihinde oynanan Beşiktaş-Fenerbahçe maçını hatırlar mısınız? Hani şu çılgın golcü Pascal Nouma’nın olay maçı! Fenerbahçe’ye attığı golden sonraki çılgın sevinci "Beşiktaş benim dinim diyen” Fransız golcüyü kim hatırlamaz ki!
Pascal Nouma, Fenerbahçe karşısında attığı golden sonraki hareketini maalesef bugünlerde de benzerlerini görmekteyiz. Fenerbahçeli Meireles ile başlayan ve en son Galatasaray ile Beşiktaş arasında oynanan derbi maçından sonra Brezilyalı Melo’un sevincini üzülerek görmekteyiz.
Melo’nun yaptığı hareket, Pascal Nouma’nın yaptığı hareketten aşağı kalır bir yanı yok; ama kulüplerin futbolcular üzerinde uygulamada farkı çok! Nasıl uygulamada farkı çok? Beşiktaş kulübü, Pascal Nouma’nın yaptığı hareketi doğru bulmayarak, maçın ardından 24 saat geçmeden Pascal Nouma’nın sözleşmesini feshettiğini duyurmuştu ve futbolseverlerden özür dilemişti. Beşiktaş’ın bu davranışı spor kamuoyuna tarafından o gün takdirle karşılanmıştı.
Yıllar geçtikçe uygulamalar da değişti kulüpler tarafından! Avrupa kulübü dediğimiz Galatasaray, Melo’ya gereken bir ceza vermedi ve futbolseverlerden özür dilemedi. Galatasaraylı yöneticilerin, çıkıp Melo’nun hareketinde bir şey yok demesi de işin cabası aslında. Yıllar geçtikçe kulüplerin daha da kurumsallaşması ve büyümesi gerekirken şimdi gördüğümüz tablo pek iç açıcı değil aslında. Galatasaray kulübü, bir Melo’ya muhtaçsa diyecek bir söz bulamıyorum. Melo’nun şunu iyi bilmesi gerekir: "Onu buraya getiren yeteneğindir, onu burada tutacak olan ise karakteri ve ahlakıdır.” Yetenek, karakteri ve ahlakı hatta Galatasaray kulübünün önüne geçmişse söyleyecek fazla söz bulamıyorum.
Avrupa’da kupa kaldırmakla, süper ligde şampiyon olunmakla büyük olunmuyor. Büyüklük o kulüplerin yetiştirdiği futbolcularla, sembol olmuş isimlerle, ahlaki değerlerle büyük kulüp olunuyor. Metin Oktay, Süleyman Seba, Oğuz Çetin, Şenol Güneş gibi sembol olmuş isimlere baktığımızda hem o kulübün kültürünü hem de ahlakın almış, ölümsüz efsaneler olarak Türk futbol tarihinde altın harflerle adlarını yazdırmışlardır. Galatasaray kulübü, bu olayda Metin Oktay duruşunu gösterebilseydi belki de Türk futbol tarihinde önemli bir kupayı da kaldırmış olacaktı.
Türkiye sevdalısı özellikle de Beşiktaş için canımı veririm diyen ve aynı zamanda Beşiktaş kongre üyesi olan Fransız golcüye, Beşiktaş yönetimi haksızlık mı yaptı, yoksa doğru olanı mı yaptı? Şimdi soruyorum size, gerçekten Pascal Nouma’nın suçu ne?