Teknik direktör; sporcunun başarısı için spor becerileri ve strateji ile gelişimini sağlayan kişilere denir. Boks, futbol, basketbol, atletizm gibi branşlarda oyuncuları yapılacak müsabakalara ve turnuvalara hazırlayan kimsedir. Antrenmanlarda amatör veya profesyonel tüm sporcuların, zaman, mekân, donanım, teknik, taktik gibi değişkenleri de göz önüne alarak yeterli düzeye çıkarmakla yükümlüdür.
Futbol teknik direktörü ise takımın yönetiminden ve çeşitli ihtiyaçlarını karşılamaktan sorumlu kişilerdir.
Yukarıdaki tanımlardan da anlaşılabileceği gibi teknik direktör olmanın belli kuralları ve çizgileri var, ama maalesef bu ülkemizde yok!
Neden mi yok!
Çünkü at izi it izine karışmış da ondan yok!
Peki Türkiye'de teknik direktörlerin görevi sadece takımı mı hazırlamak yoksa transferde aracı mı olmak?
Bakıyoruz artık her transfer döneminde Süper lig dahil olmak üzere PTT 1.lig, 2.lig, 3.lig hatta Bölgesel amatör liglerde teknik direktörler transferde yetkili kişiler olmuş, kendisine yakın oyuncuları takımına menfaat gözetmeksizin(!) takımına almış, hangi takıma gitmişse o futbolcuyu da yanında götürmüş babasının hayrına.
Teknik direktörlerin görevi; takımlarını taktiksel ve motivasyon açısından lige en iyi şekilde hazırlamak olmalıyken maalesef transfer döneminde oyuncuları kullanarak bir şeyler kazanmanın ötesinden başka bir şey yapmamaktadırlar.
Türkiye'de oyuncu menajerliği veya temsilciği denen bir kurum varken bunu itibarsızlaştırıp kendi menfaatleri doğrultusunda transferleri yapan hocalara sözüm, belki bir yandan para kazanıyor olabilirsiniz ama kendinizi itibarsızlaştırmayın bırakın herkes görevini kendi kuralları içerisinde yapsın.
DARBECİLERE KARŞI TEK YUMRUK
Demokrasiye , çocuklarımızın geleceğine el koymaya kalkan, milletine kurşun sıkan, Türkiye Büyük Millet Meclisine bomba yağdıran, Cumhurbaşkanı'nın canına kast eden darbeciler Türkiye'nin uluslararası imajına da büyük zarar verdiler.
Bu darbe girişiminin sporda da yansımalarını görüyoruz. Beşiktaş’ta Gomez ve Sosa bunu kullanarak Beşiktaş’tan ayrılmak istediklerini söylediler, bu darbe girişimi sonrasında Gomez ayrılık kararı alırken Sosa da gitmek için direnmesi ve Sosa’nın kadro dışı kalmasına neden oldu. Keşke işin boyutu bunla sınırlı kalsa Beşiktaş ve diğer kulüplerimizin yaptığı transfer görüşmelerinde de oyuncular güvenlik endişesi duyduklarını söylüyorlar ve bu nedenler transfer görüşmeleri ağır aksak ilerliyor. Bu nedenle darbecileri bir değil bin kez daha lanetlerken futbol ailesinin, özellikle de taraftarın tek yumruk olarak gösterdiği tepkiyi alkışlayarak kötü günde bir olduğumuzu bütün dünyaya gösterdik çok şükür.