Doğan HAKYEMEZ

TÜBAD'I AYAKTA ALKIŞLIYORUM!

Doğan HAKYEMEZ

TÜBAD çok sert bir bildiri yayınlayarak, sıradan yabancı antrenörin iş bulması konusunda TBF'yi duyarsızlıkla, TÜBAD'ın taleplerine kayıtsız kalmakla suçladı ve Türk antrenörlerinin itibarsızlaştırıldığı yorumunu yaptı.

Türk antrenörlerin en kara dönemlerinden birinin yaşandığı belirtilen bildiride ayrıca, antrenörlerin iş bulma ve iş değiştirme süreçlerinde Federasyonun kulüplere doğrudan tavsiyelerde bulunarak ortamı manipüle ettiği öne sürüldü, "Eşit koşullarda kulüpler tarafından değerlendirilmesi gereken antrenörler hiç şans bulamazken, Federasyon’un portföyünde bulunan 'bazı' antrenörlerin isimleri adeta kulüplerin kulağına fısıldanmaktadır." denildi.

TÜBAD'ın açıklaması şöyle:

"Türk Spor ve Basketbol Kamuoyuna duyurulur.

Kuruluşundan itibaren ülke basketbolunun sorunlarının çözülmesine katkıda bulunmak amacıyla çalışan ve konusunda tek ulusal sivil toplum örgütü olan TÜBAD, ülkemiz basketbolunda yaşanan son gelişmeler neticesinde bu yazıyı yazma ihtiyacı hissetmiştir.

Bundan bir yıl önce Türkiye Basketbol Federasyonu sayın Başkanı’nı ziyaret eden TÜBAD yönetimi, içinde yabancı uyruklu antrenörlerin ülkemizde çalışabilmesi için bazı kriterlerin oluşturulmasının da bulunduğu dört maddelik bir istekler listesi sunmuştur. Maalesef geçen bu bir senelik süre zarfında Federasyon tarafından konularla ilgili iyileştirici bir çalışma yapılmamış olup ayrıca tarafımıza bir geri dönüş olmamıştır.

Şu günlerde Türk Basketbol Antrenörleri için en kara dönemlerden biri yaşanmaktadır. Basketbol Federasyonu nezdinde antrenör haklarının iyileştirilmesi ve basketbolumuzun gelişimine yönelik tedbirlere ait önerilerimiz Federasyon tarafından dikkate alınmak bir yana, gündeme dahi getirilmemektedir. Örnek olarak liglerdeki yabancı oyuncu sayısının ne olacağına dair TÜBAD'ın fikri bile alınmamıştır. Bu gibi konularda ilkesel ve kurumsal bir yaklaşım gösterilmemekte, Türk Basketbol Antrenörü kimliği günden güne itibarsızlaştırılmaktadır.

Ülkemiz basketbolunun bugünlere gelmesinde Türk Antrenörlerinin yadsınamaz bir payı vardır. Gelecekte de evrensel boyutta daha birçok başarılara imza atacaklardır. Ancak, ülke basketbolunun geliştirilmesi ve korunmasının resmi sahibi olan Federasyon bırakın bu misyonunu, sanki var oluşunun nedeni tam tersiymiş gibi ülkemizin yabancı oyuncu ve antrenör cenneti olmasının önünü sonuna kadar açmıştır.

İşin daha da vahim boyutu, nitelikli ve evrensel antrenörlerin basketbolumuza girmesi kabul edilebilecek bir hal iken, nitelikleri ve geçmiş performansları fazlasıyla tartışmalı “sıradan” yabancı antrenörlerin ülkeye girişleri alenen teşvik edilir ve hatta bu tür oluşumlar menajerler aracılığıyla “pazarlanır” hale gelmiştir. Gündemdeki son örnekler insan aklını zorlar düzeye erişmiştir.

Diğer önemli bir nokta, antrenörlerin iş bulma ve iş değiştirme süreçlerinde Federasyonun kulüplere doğrudan tavsiyelerde bulunarak ortamı manipüle etmesidir. Eşit koşullarda kulüpler tarafından değerlendirilmesi gereken antrenörler hiç şans bulamazken, Federasyon’un portföyünde bulunan “bazı” antrenörlerin isimleri adeta kulüplerin kulağına fısıldanmaktadır. Tüm antrenörlerin hakkı olan serbest rekabet ortamı yok edilmekte, hakkaniyet ve tarafsızlık ilkesi tamamen yok olurken, Federasyon bir nevi “İş Bulma Kurumu” vazifesi görmektedir.

Ülkemizin öz değeri olan yerli antrenörlerimiz kendi ülkesinde 2. sınıf insan muamelesi görürken mesleki gelecekleri birkaç kişinin iki dudağının arasına sıkışmaktadır. Antrenör özlük hakları ve mesleki kariyer olanakları konularında resmi merci olan Federasyon’un attığı bir adım neredeyse yoktur. Ayrıca, basketbol ailesi içindeki bağlar yukarıda sıralanan ve benzer nedenlerle günden güne daha da zayıflamış olup neredeyse sevgi, saygı ve güven ortamı kaybolmaktadır.

Bu çerçevede, asli görevlerini bir kenara bırakarak kulüpçülük ve pazarlamacılık faaliyetlerine ağırlık veren Basketbol Federasyonu’nu uyarma, toplumu bilgilendirme hakkını ve sorumluluğunu kendinde bulan TÜBAD, bu görevini yerine getirirken basketbol ve spor kamuoyuna da hissettiği rahatsızlığı duyurmakla mükelleftir.

Kamuoyuna duyurulur."

Yazarın Diğer Yazıları