UMUDU İLERİYE TAŞIMAK… - Coşkun KAMAÇ

UMUDU İLERİYE TAŞIMAK…


Geçen hafta Galatasaray mağlubiyeti sonrasında düşme hattına inen ve bundan sonra oynayacağı maçlarda kazansa dahi iplerin rakiplerin elinde olacağı Elazığspor için MP Antalyaspor maçı, “tamam mı devam mı” niteliği taşıyan karşılaşmaydı.

Affedilen Serdar’lardan Gürler’in sahada, Özkan’ın da yedek kulübesinde oluşu; yönetimin baskısı sonucunda affedilmek zorunda kalan Serdar Özkan’ın hocası tarafından halâ affedilmeyişinin göstergesiydi.

Vranjes’in yokluğunda uzun süredir oynamayan İbrahim Kaş’ı Çağlar’la birlikte savunmanın göbeğinde oynatan Okan Buruk, Tanju’nun yokluğunda da tahmin edildiği gibi Deniz Aslan’a savunmanın sağında görev verdi.

Serdar Gürler’in orta alanın solunda görev yaptığı Elazığspor’da Deniz Yılmaz Galatasaray maçının aksine bu kez orta alanın sağında oynatılınca daha etkili gözüktü.

MP Antalyaspor ise Elazığspor maçı öncesinde matematiksel olarak halâ şansını devam ettirse de, tribünlerin boşluğu ve maça olan ilgisizlik; ligde kalacak inancı taşımamaktaydı.

Bu nedenle MP Antalyaspor’a oranla Elazığspor’un kazanma şansı ve inancı daha fazlaydı maç öncesinde…

Nitekim de öyle oldu.

Bordo beyazlı ekibimiz, maçın başından itibaren dikkatli, kontrollü ve daha az hata yapan görüntüsüyle kazanmayı daha çok isteyen taraftı.

Ancak 30. dakikada hücumdayken Tello’yla kaptırılan topta az adamla yakalanan savunmanın rakibi durdurmak yerine eskortluk yaptığı anda Diarra belki de hayatının en rahat golünü atarak “çıkmayan candan umut kesilmez” mesajını verirken, Elazığspor için de geriye düşmenin panikliği ve stresi bir kez daha ortaya çıktı.

Umudunun ileriki haftalara taşıması için kazanması gereken ancak tüm çabalara rağmen devreyi yenik tamamlayan bir takım için bazı risklerin de alınması kaçınılmazdır.

Mesela ilk yarıda etkisiz bir Sane kenara alınıp bu hafta kesik yiyen Mehmet Nas’la orta alanda daha çok savaşan bir görüntüyü ortaya koyabilirdik.

Ya da fiziki olarak yorulan, bu nedenle de rakibi durdurmak için artık faullere başvuran Bilica’yı oyundan alıp, göz göre göre bu oyuncunun kırmızı kart görmesini engelleyebilirdik.

Bereket versin ki Batuhan’ın 54. Dakikada Deniz Yılmaz’ın pasını boş kale yerine üst direğe nişanlayıp, ardından da rakip oyuncular ağızlarını açıp havaya bakarken takip ettiği topu kafayla ağlara göndermesiyle, silkinip, yeniden kendimize geldik.

Beraberliğin kimsenin işine yaramayacağı zaten bilinendi.

Bunu bilen başta Deniz yılmadı, Batuhan’la hırslanıp önce beraberliği, ardından da yine Batuhan’la öne geçişimizi, daha doğrusu umudumuzu ileriki haftaya taşımamızı sağladı.

Şimdi önümüzde Beşiktaş maçı var…

Kasımpaşa’nın hayat verdiği Beşiktaş; lig ikinciliği koltuğuna oturmak için kazanmak isteyecek Elazığ’da.

Tıpkı Galatasaray gibi…

Biz; devam etmek için kazanmak zorundayız.

Fenerbahçe’ye, Galatasaray’a karşı oynanan oyunu tekrarlarsak; kazanırız kazanmasına da…

Korkum; beraberlik veya mağlubiyette küme düşecek konuma gelişimizin sahada büyük panik ve stres yaşatacak olması…

Bu nedenle Beşiktaş maçında savunmayı sağlam tutan, sabreden ve geriye düşmeden mücadele eden bir görüntü sergilemeli Elazığsporlu futbolcular.

Kazansak bile kaderimizin diğer maçların sonuçlarında olduğu bilinciyle mucize aramak zorundayız…

Olur ya… Gaziantep ya da Erciyesspor’dan biri takılırsa şayet; işte o zaman finali Rize’de yapmak durumundayız…

 

 

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
25Ara

YENİ ELAZIĞSPOR!

12Ara

ELAZIĞSPOR'A DAİR

27Eyl

MÜCADELENİN GÜCÜ...

24Nis

RAHATLADIK!..

20Mar

KAZANMA ALIŞKANLIĞI