Bir takımın oyuncularını düşünün ki, sezon başından beri para almamış.
Başkanı istifa etmiş.
Yönetiminin umurunda olmamış.
Kader birliği ettiği arkadaşlarından bazıları terk edip kaçmış.
4-5 defa hocası değişmiş.
Daha neler, neler?..
İşte bu şartlar altında kendisine sahip çıkan Belediye yönetimiyle play-off’a kalmayı başaran bordo beyazlı oyuncular, finale adını yazdırmak için çıktıkları Adana 5 Ocak Fatih Terim stadyumunda rakibine 2-1 yenilerek buraya kadar dediler.
Sonuçta her iki takımın da attığı 4’er gol eşit olmasına rağmen, deplasmanda daha fazla gol atan takım A.Demirspor; Alanyaspor’un finaldeki rakibi oldu.
Binya ve Tom’un da cezalarını tamamlamasıyla birlikte alternatifi olan bir kadroyu elinde bulunduran Ogün Temizkanoğlu, Tom’u Lamjed’in yerine 11’de tercih ederken, Binya’yı da yedek soyundurdu.
Saha dizilişinde görülen en önemli değişiklik ise, son haftaların formda oyuncusu Halil’in forvet arkasında görevlendirilmesiydi.
Maçın ilk düdüğüyle birlikte taraftarının da desteğiyle oyunu Elazığspor yarı alanına yığmaya çalışan A.Demirspor, özellikle kanat organizasyonlarıyla Çağlar’nın koruduğu kaleyi rahatsız etmeye başladı.
Üçüncü bölge dediğimiz forvet hattında topu tutamayan bordo beyazlı oyuncular, adeta duvara çarpıp da geri dönen toplarda pozisyonları bir türlü olgunlaştıramadılar.
Bu nedenle dönen toplar Elazığspor kalesinde tehlike oluştururken, ceza alanına hakim görüntüsüyle kaleci Çağlar, arkadaşlarına güven vererek bu atakları önlemesini bildi.
- sona eren ilk yarı sonunda beklentimiz şuydu:
“Etkisiz” Ümit’i oyundan alacak Ogün hoca, top tutma özelliği olan Kenan veya Lamjed’den birini yerine sahaya sürecek, böylece zaman geçtikçe Çağrı ve Binya hamlesiyle de maçı lehimize çevirecekti.
Ancak rakibin adeta iki kişiyle marke ettiği Tom’u oyundan alan Ogün hoca, Çağrı’yla 2. yarıya başlarken, endişelerimizi daha da artırdı.
47.dakikada Traore’nin ortasında Berk’in rakibiyle birlikte dokunduğu topun gol olması, hocayı ve futbolcuları rahatlatsa da, bizim endişelerimizi değiştirmedi.
Çünkü sahada adeta 10 kişi oynayan Elazığspor’da hemşehrisi Ümit’e halâ tahammül eden bir Ogün Temizkanoğlu vardı.
67. dakikada Murat Kayalı’ın ara pasında Halil’in kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda Ümit’e “al da at” dercesine attığı topun gol olmaması; maçın kırılma anı oldu.
Tam Adana Demirspor tribünleri takımlarından ümidi kesip sahaya yabancı maddeler atarken, rakibimizi ve tribünleri yeniden uyandıran, umutlandıran gol, kendi oyuncularımızın bir anlık hatasından geldi.
O ana kadar hatasız oynayan kaleci Çağlar’ın, önünü Çağrı ve Hakan Bilgiç’in kapatmasıyla topa hâkim olamaması; A.Kadir’e çok rahat çok rahat gol yapma fırsatını verdi.
Susan ve eleneceklerini kabul eden taraftarının bu golle yeniden tribün desteğini verdiği Demirspor’da, tecrübeli teknik direktör Yılmaz Vural’ın uzun boylu stoper Ozan’ı santrfor olarak oyuna alması tamamen doğaçlamaydı aslında…
Nitekim uzatma dakikalarının sonlarına doğru sol taraftan gelişen Adana Demirspor atağında, bir türlü uzaklaştırılamayan topa rakibinin arkasında kalarak müdahale etmekte geciken Onur’dan önce davranan stoper Ozan’ın indirdiği topa yarım vole vuran Barış; turu getiren golü Elazığspor ağlarına göndererek, tıpkı 1996 yılında olduğu gibi, ikinci kez finali görmeden elenmemize neden oldu.
Şöyle maçı tekrar yaşadığımda kaçırdığımız pozisyonlara, yediğimiz gollere baktığımda hep zor olanı yapmışız.
Berk’le, Ümit’le net goller kaçırmışız.
Yediğimiz birinci golde Hakan ve Çağrı topa hamle yapmasa, kaleci Çağlar çok rahatlıkla o topa sahip olacak ve gol olmayacak.
Hayallerimizi yıkan ikinci golden önce Onur, Ozan’ın arkasında kalmayıp da öne çıkıp topu uzaklaştırsa, o gol olmayacak.
Tolga Özkalfa, maçın daha ortası sayılacak 47. dakikada “zamandan çalıyor” diye kaleci Çağlar’a kart gösterip eyyamcılığa başvurmasa, tercihlerini hep ev sahibi takımdan yana kullanarak maç boyunca Elazığspor’u sahada ezmese?..
Acemi hoca olduğunu kendisi de kabullenen Ogün Temizkanoğlu, tribündeki taraftar gibi maçı izlemeyip de, sahaya çıkardığı yanlış tercihini maç oynanırken bile düzeltme fırsatı varken bunu yapmayıp, oyundan çıkardığı ve oyuna aldığı yanlış oyuncu tercihlerini yapmasa?..
Biz bu finali ve ardından gelecek şampiyonluğu çoktan hak etmiştik aslında.
Ama kısmet değilmiş.
“Bunda da bir hayır vardır” diyerek, yaşadıkları olumsuzluklara rağmen bu heyecanı bizlere yaşatan, buralara gelmemizi sağlayan futbolcu kardeşlerime sonsuz teşekkürler ediyorum.
Yüreğinize sağlık!