Adanaspor deplasmanında aldığı galibiyetle play-off biletini cebine koyarak evine dönen Elazığspor, yarı final dediğimiz play-off’da Adana’nın diğer takımı Demirspor’la eşleşti.
Zorlu maç öncesinde genel kurulunu yapmaya çalışan ancak mevcut yönetimin ve yakınlarının genel kurul salonunda çoğunluğun sağlanmaması için verdikleri uğraş neticesinde yeni yönetimine kavuşamayan bordo beyazlı oyuncular, Elazığ Belediye başkanı Mücahit Yanılmaz ile yardımcıları Sedat Karataş ve Karahan Çelik’in öncülüğünde sahiplenilmeye devam edildiler.
Adana’dan erken ayrılarak Malatya’da kampa giren Demirspor kafilesinin il spor güvenlik kurulunun kararıyla buradan ayrılmasıyla kapılarını rakibine açan Elazığspor, hem güzel bir dostluk örneği gösterdi, hem de ortamı germeden üzerine bir baskı yüklemedi.
Tom’un daha önce tehir edilen cezasının onaylanmasıyla oynamayacak olması şokunu da yaşamasına rağmen taraftarının müthiş desteğiyle zorlu karşılaşmaya çıkan Elazığspor, tarihinde ikinci kez mücadele ettiği play-off mücadelesinden bu kez adını finale yazdırmak için sahaya çıktı.
1995-1996 sezonunda efsane başkanlarımızdan Şahap Emir yönetiminde rahmetli Erkan Kural’ın teknik direktörlüğünde Ankara 19 Mayıs stadyumunda süper lige ilk kez yükselebilmek için mücadele veren Elazığspor, Yeni Salihlispor’u elemiş, ardından karşılaştığı Zeytinburnuspor’la normal ve uzatma süreleri 2-2 sona eren karşılaşmada penaltılarla elenerek mütevazı kadrosuyla büyük işler başarmıştı.
İşte o gün Ankara’da 19 Mayıs stadyumunda şahit olduğumuz bu heyecanın ikincisinin ilk ayağı için bu kez 19 Mayıs günü Elazığ Atatürk stadyumundaydık.
Ankara’daki ilk play-off mücadelemizde daha doğmayanlar, sonradan babalarından veya büyüklerinden duydukları o heyecanı bu kez 20’li delikanlı yaşlarında canlı canlı yaşamanın heyecanı içerisinde izlediler, destek oldular.
Yanımda ilk play-off’a kalan efsane kadrodaki oyunculardan kaptan Ümit Hatipoğlu’yla maçı izlerken, bir yandan da geçmişi hatırladık, hatıraları tazeledik ilk günkü heyecan gibi…
Büyük umutlar beklediğimiz Tom’un son anda oynamayacak olmasıyla Adanaspor maçının ilk 11’ini bozmadan Demirspor maçına çıkartan Ogün Temizkanoğlu, sakinliğini, sessizliğini bir kenara koyarak, aşırı motive olmanın heyecanıyla saha kenarında anlayamadığımız tutum ve davranışlar sergiledi.
8. dakikada Murat Kayalı’nın serbest vuruşunda Ümit’in pasıyla topa dönerek vuran Mehmet’le öne geçerken heyecandan golü bile doğru-dürüst göremeyen Ogün hoca, 20. dakikada Murat Kayalı’nın ceza alanı içerisinde cansiperane önüne atladığı topun koluna çarparak yön değiştirmesine verilen penaltıda ise adeta kendinden geçti.
Dakikalarca yapılan itiraz neyin nesiydi, anlamış değilim?
Penaltı; bal gibi penaltı ve ceza alanı içerisinde ele-kola değip yön değiştirdi.
Murat Kayalı’nın, yere inerken ceza alanı dışına düşmesi neyi değiştirir ki? İhlal; ceza alanı içerisinde gerçekleşmiş.
Hoca bunu yaparsa cemaat durur mu?
Tribünlerdeki taraftarlar da galeyana gelerek, başladılar sahaya yabancı maddeler atmaya…
Sonrasında ise stadyum cenaze evine döndü.
Kimseden çıt yok, sanki maç kaybedilmiş daha geride 70 dakika varken…
Kenardan Ogün hoca, yedek futbolcular ve yardımcı hocaların aklı hala penaltıda ve oyun oynanırken sahadan kopmuş bir şekilde itirazlarına devam ediyorlar.
Sonrasında Ogün hocanın yardımcılarından Ömer Faruk Mahir tribüne gönderildi de, kenar yönetim ancak sakinleyebildi.
Devreye giren diğer yardımcısı Muammer Sürmeli’nin sakinliği ve Ogün Temizkanoğlu’na desteğiyle üzerindeki silikliği atan Elazığsporlu oyuncular, ilk yarıda Murat Kalkan’ın adeta boş kaleye topu gönderememesiyle soyunma odasına buruk gittiler.
Sakatlanan Ümit’in yerine Kenan’la başlanırken, ileride top tutma özelliğiyle bu oyuncu ikinci yarının başlarında oyunun rakip yarı alana taşınmasında önemli katkıda bulundu.
49. dakikada Hakan Bilgiç’in ortasında arka direkte topa dokunarak takımını tekrar öne geçiren Berk de Elazığspor’daki en verimli futbolunu oynayarak katkı yaptı ama maçın en iyilerinden Murat Kayalı’nın hatalı pasında Pote’nin golü yine Ogün hocayı, futbolcuları ve tribünleri fazlasıyla gerdi.
Murat Kayalı, sorumluluk alarak oynarken, göbeğe attığı pasın kısa düşmesiyle kalemizde görülen ikinci ve öncesindeki yediğimiz birinci golün hazırlayıcısı görünse de, maç içerisindeki katkısı ve performansıyla galibiyette önemli pay sahibiydi, unutulmasın!
Tam zamanında Çağrı’yla gelen üçüncü gol Elazığspor’u iki ayaklı maçın ilk’inde üstünlüğe taşırken, rövanşta atılacak gol veya goller; bordo beyazlı ekibimizin adını Konya’daki finale taşıyacak.
Play-off’a adım atarak ilk hedefimizin gerçekleştiği Adana;, bu kez de adını finale yazdırmak için tüm gücünü ortaya koyacak Gakgoşların inancına, isteğine ve zaferine İnşallah “şahitlik” yapacak!