Aslında yıllardır özlemini duyduğumuz duygudur Fair-Play, yani dürüstlük…
Futbolun, Basketbolun, Güreşin… Kısaca sporun ana temasına yerleşmesi gereken bir karşılıktır Fair-Play…
Tıpkı Ulu önder Atatürk’ün; “ben sporcunun zeki, çevik; aynı zamanda ahlaklısını severim” veciz sözünde vurguladığı gibi…
Avrupa ve Dünya sporlarında buna çok önem verilir ancak, Türkiye’de bu önem, maalesef çok azdır…
Hatta hiç yoktur!..
Bakmayın siz öyle maç esnasında sakatlanan oyuncudan dolayı topun dışarı atıldığına…
Göstermelikten öteye gitmez bu hareketler…
Tribünlere hoş görünmektir asıl amacı.
Gole giderken, sakatlanan oyuncuyu görüp de topu kaleye atmaktan vazgeçen oyuncuya rastladınız mı hiç?..
Ya da elle attığı gole itiraz edip bunu hakeme ileten centilmene?..
Zannetmiyorum?..
Burası Türkiye?..
Burda olmaz öyle şeyler!..
Olmayacağı da son KDÇ Karabükspor-Elazığspor maçında bir kez daha tescillendi ne yazık ki…
Dakikalar 63’ü gösterirken Elazığspor’un ne yapacağı belli olmayan oyucusu Pape Habib Sow, pozisyonda yere düşerken, kafası da şiddetli bir şekilde zemine çarptı ve yerde hareketsiz kaldı.
Sporda en ağır sakatlıklardan biridir kafaya darbe almak…
Maçın hakemi Özgür YANKAYA da doğal olarak sağlık görevlilerini saha içerisine davet edip, Senegalli oyuncunun tedavisini başlattı.
Tedavi sürerken, 1-0 mağlup durumdaki evsahibi KDÇ Karabüksporlu Yiğit İNCEDEMİR, koşarak geldiği Sow’u ayaklarından tuttuğu gibi karga-tulumba taç çizgisinin dışına atmadı, adeta fırlattı.
Habib Sow da canının acısıyla tekmeyi savurdu tepki olarak…
Sonrası malum…
Sow’a kırmızı, Yiğit’e sarı kart…
Devamında peşpeşe yenilen goller ve 1-0’lık galibiyetten 3-1’lik mağlubiyeti alan ve canı yanan Elazığspor…
Şurası bir kere iyi bilinmeli!..
Ağır sakatlıklarda hakem; sağlık grevlilerini en kısa sürede oyun alanına davet etmek zorundadır!..
Çünkü seminerlerde, toplantılarda hakemlere verilen en önemli nasihat; “sporcu sağlığını koruyun” talimatıdır!..
Bu sakatlıkların tedavisi esnasında hakem de dahil olmak üzere, hiç kimsenin tedavinin dışarıda yapılmasını isteme hakkı yoktur!..
Burada “tek yetkili” sağlık ekibinin başındaki “uzman” kişidir.
Hatırlayın Elazığspor’la Galatasaray arasında oynanan kupa maçını…
Aydın Yılmaz’ın ayağının kırıldığı 17.dakikada hakem derhal sağlık görevlilerini sahaya davet etti ve Aydın’ın tedavisi yaklaşık 6 dakika sakatlandığı saha içerisinde yapıldı, sonra da sağlık ekibinin onayıyla ambulansa alınarak hastanede devam etti.
Maçın hakemi de saha içerisinde yapılan tedavinin süresi kadar ilk yarıya ilave ederek, oyunu kaldığı yerden devam ettirdi.
KDÇ Karabükspor maçında da hakem Özgür YANKAYA doğru olanı yaparak sağlık görevlilerini derhal sahaya davet etti ve Habib Sow’un tedavisi sakatlandığı yerde, yani saha içerisinde başladı.
Çünkü kafasını sert bir şekilde yere çarpan Senegalli, ayak kırılmasından çok daha önemli ve ciddi bir sakatlıkla karşı karşıyaydı.
Kırılmayla ölüm tehlikesi pek olmazdı ama, kafa travmasıyla “şok bir ölüm” pekalâ yaşanabilirdi her an…
KDÇ Karabüksporlu Yiğit İNCEDEMİR’in sergilediği tavır; ismine yakışmadığı gibi, insanlığına da yakışmadı!..
Sokaktaki çaresiz bir kedi-köpek yavrusuna acıyacak kadar merhamet duygusu içerisindeyken, Yiğit İNCEDEMİR’in bir insana, hem de meslektaşına karşı işlediği insanlık suçu; ne yazık ki yürekleri burkmuştur, kalpleri kırmıştır…
Maçın hakemi Özgür YANKAYA, Habib Sow’a gösterdiği haklı kırmızı kartını, insanlık suçu işleyen Yiğit İNCEDEMİR’e göstermeyerek, bu insanlık suçuna ortak olmuştur.
Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun, maçın görüntülerini izleyerek sözde “Yiğit”, özde “merhametsiz” oyuncuya gerekli cezayı vermesini bekliyoruz!...
Unutma Yiğit!..
Bugün Habib Sow’a yarın sana diyerek, hakemin göstermeye cesaret edemediği kırmızı kartı; toplum olarak biz sana gösteriyoruz!...
