Yazıma, 04 Nisan 2016 tarihinde kaleme aldığım “Elazığspor kurtulur mu?” başlıklı köşe yazımdan bir bölüm aktararak başlamak istiyorum:
*** *** ***
Kulüp; ekonomik olarak çok kötü durumda…
Süper ligdeyken Elazığspor’da 4 maç oynamayan Luke Moor’un bizden 4,5 milyon Euro, yani bizim paramızla yaklaşık 15 milyon TLalacağı var.
Yine Pape Sow’un 806 bin Euro, Jake Jervis’in 730 bin Euro, Julien Faubert’in 695 bin Euro, Ognjen Vranjes’in 120 bin Euro, İvan Sesar’ın 30 bin Euro, Spaja 232 bin Euro Elazığspor’dan alacağı gözüküyor. Karşı davalar açıldı, sonuçlanmaları bekleniyor ama çoğu aleyhimize ne yazık ki…
Türk oyunculardan Çağlar Birinci’nin 650 bin TL alacağı olduğunu da ekleyelim.
Bu bildiklerimiz…
Bilmediklerimiz de sürpriz bir şekilde geliyor zaten birer birer...
Eski hocalardan Solied’in, yardımcısı Herman’ın yine hatırı sayılır alacağı varken, son dönemde takımı çalıştıran Coşkun Demirbakan’ın 38 bin TL alacağını da unutmayalım. 164 bin TL alacağı olan eski hocalardan Bayram Bektaş’ın alacağını şimdilik dondurduğunu da iyi niyetine sayalım.
Bilica ve İvesa’nın birlikte Elazığspor’dan yaklaşık 2,5 milyon Euroalacağı olduğunu da belirttiğimizde, yaklaşık 40 milyon TL, yani eski parayla 40 Trilyon lira sadece futbolcu ve teknik heyet alacakları olduğunu üzülerek belirtmek isterim.
Kulübün genel kurullarda ibra edilmiş borçlarını da ayrı tutuyorum.
İyi bir takip ve hukukçularla devreye girilirse, futbolcu alacakları aşağı çekilebilir ama, Elazığspor kurtulur mu?,
Allah bilir…
*** *** ***
Bunu ve benzer konuları Maraton spor programında da defalarca dile getirdim dilim döndüğünce…
Bunları niye yazdım?
Elazığspor’da işlerin iyi gitmediği o dönemde ekonomik olarak dibe vurmuş ekibimiz; sportif başarı sağlamak adına play-off’dan süper lige sıçrayarak bir nebze olsun borçlardan kurtulmanın hesabını yapıyordu ama, bu gerçekleşmedi.
Bununla birlikte Mayıs ayı içerisinde yapılması kararlaştırılan genel kurul da, Elazığspor’un geleceği açısından çok önemliydi.
Nihayetinde 25 Mayıs’da yapılan genel kurulda Elazığspor’u tarihindeki en yüksek borçla sırtlayan Sedat Karataş ve ekibi; 59 milyon 960 bin TL olarak açıklanan borca itiraz etseler de, el kaldıranların oylarıyla hesapların ibrasına engel olamadılar.
Sonra bir sessizlik çöktü Elazığspor’un üstüne…
Belli ki çıkan tablo pek tatmin etmemişti Elazığspor yönetimini…
Hesaplar-kitaplar, didik didk incelemeler ve sonrasında ortaya çıkan kara tablo…
*** *** ***
…Ve sessizlik bozuldu.
Elazığspor yönetimi, kulüp binasında düzenlenen toplantıda basın açıklaması yapacaktı.
Söze önce başkan Sedat Karataş giriş yaptı.
“İbra edilen borçla şu anki borç iki katı” derken, acı tablo da ortaya çıkmıştı zaten.
Sonra, mali işlerden sorumlu 2. Başkan Karahan Çelik söz alarak derine inince, karamsar tablo daha da net görünmeye başlandı.
1 milyon 200 bin Euro olarak yapılandırılan, yani futbolcu veya temsilcisiyle Elazığspor kulüp yetkililerinin anlaşarak taksit taksit ödeyecekleri para ödenmeyince, Victor Vitolo FİFA ve mahkemenin yolunu tutmuş, 7 milyon 746 bin Euro Avrupa spor mahkemesi dediğimiz CAS tarafından onaylanarak bordo beyazlı kulübümüz bu parayı ödemeye mahkûm edilmiş.
Diğer 25 yabancı futbolcuda da durum Vitolo’dan farklı değil, anlatılanlara göre…
Az bir ödemeleri varken ve ödenebilecekken ödenmemiş, sonra futbolcuyla anlaşılmış, taksitlendirilerek yapılandırılmış ama, bu taksitler de ödenmeyince, ortaya toplam 22 milyon 195 bin Euro, yani yaklaşık 72 milyon TL gibi korkunç bir rakam çıkmış.
Oysa bu 26 futbolcunun ödemeleri zamanında yapılmış olsa, 3 milyon Euro’ya tüm alacaklar kapanabilecekmiş.
Kulüp basın sözcüsü ve hukuk işleri sorumlusu Cengiz Gülaç ise toplantıda Vitolo örneğindeki gibi yapılandırılıp buna rağmen ödenmeyen futbolcu alacaklarına dikkat çekti.
Gülaç, geçmiş yönetimin birden fazla aynı suçu işlediğini, bunun hukuki dilde karşılığının mükerrir olduğunu ve paraya çevrilemeyeceğini, icraların yüzde 7 tahsil harcının olduğunu ve bu nedenle rakamların günden güne artacağını belirtirken, borçlarla ilgili Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunacaklarının da altını çizdi.
-6 puan cezasının alınmasına sebep olan Bilica’ya ulaşılmış.
“Bak kulüp kapanıyor, al sana şu kadar para, davanı geri çek” denilmiş ama, Brezilyalı; “Elazığspor kapanırsa kapansın, ben paramın tamamını istiyorum” diyerek teklifi reddetmiş.
Serdar Gürler için yetiştiği kulübü FC Sochaux ödenmesi gereken para için de aynı yol izlenmiş ve cevabı Bilica’dan farklı olmamış ne yazık ki…
“Elazığspor kapanırsa kapansın”.
Evet…
Diğer borçlarla birlikte toplamda 114 milyon TL tespit edilen borçlar yüzünden kulüp kapanma noktasına geldi.
Yazımı tam tamamlayacakken, eski başkan Selçuk Öztürk beni telefonla aradı.
Ortaya çıkan tabloyu kabul etmediğini ve Vitolo başta olmak üzere birçok futbolcunun alacaklarının yanlış hesaplandığını ve borcun toplamda yüksek gösterildiğini iddia etti.
Elazığspor’un borcunun genel kuruldan geçen borcun iki katı olmasının imkânsız olduğunu belirten Öztürk, durumu bazı yöneticilerle de paylaştığını ve düzeltme açıklaması beklediğini ifade ederek, gerekirse Elazığ’a gelip basın açıklaması yapacağını da sözlerine ekledi.
Şimdi kulüp borcunun yönetim tarafından açıklanan 114 milyon TL mi, yoksa Selçuk Öztürk’ün iddia ettiği şekilde daha mı az olduğu bugün-yarın belli olacak.
Aslında borçtan ziyade Elazığspor’un kaderi belli olacak.
114 milyon TL olan borcun kapanması elbette ki çok zor ancak, genel kuruldan geçen 60 milyon TL civarında kalırsa şayet borç; şanlı Elazığspor’un yaşaması için az da olsa umut olacak.