Elazığspor’da alışık olduğumuz bir genel kurul daha yapılmadan tamamlandı.
Seçilmiş kurulların iki katının bir fazlası olan 57 kişiye ulaşılamadığı gerekçesiyle genel kurul yapılamadı ve yönetim “zimnen” devam etti.
Bu durum, mevcut yönetimin istediği sahneydi.
Çünkü;
Genel kurul yapılmadığından aday veya adaylar da ortaya çıkmadı.
Ayrıca yönetim istifa etmediği için Elazığspor kayyuma kalmadı.
Selçuk Öztürk yönetimi de (şimdilik) devam etmek zorunda kaldı.
Yeni bir olağanüstü genel kurul kararı alındı. Muhtemelen 24 Temmuz’a sarkacak genel kurulda Elazığspor başkanına ve yönetimine kavuşacak gecikmeli de olsa…
Aslında belediye destekli bir isim Cumartesi günkü genel kurulda başkanlığa hazırlanıyordu ki, iddiaya göre; bir milletvekilinin istememesi sonucunda belediye ve valilik desteğinin geri çekilmesiyle aday olmaktan vazgeçti.
Şimdi yeni bir iddia şu;
Belediye, Selçuk Öztürk’ün istifa etmesini bekliyor.
Öztürk istifa ederse, Elazığspor kayyuma kalacak ve belediye bünyesinden belirlenecek isimler kayyum heyetine atanacak.
Sonra da belediye destekli yönetim belirlenecek ve seçime gidilecek.
Şu soru sorulabilir?
Belediye destekli yönetim, Cumartesi günü neden aday olmadı?
Nedeni şu olabilir…
Eğer Belediye destekli yönetim aday olsaydı, karşılarına muhtemelen Selçuk Öztürk de çıkacaktı.
Genel kurul üyelerine hakim olan Öztürk; belediyeye karşı yeniden seçilecekti ve belediyenin çabası da boşa gitmiş olacaktı.
O nedenle Belediye başkanı Mücahit Yanılmaz’ın her fırsatta “mevcut bir yönetim olduğu müddetçe bizim bir çalışmamızın olması mümkün değildir” demesinin altında yatan gerçek budur.
Yanılmaz, illa ki Selçuk Öztürk yönetiminin istifa etmesini bekliyor ve ona göre yol haritasını belirleyecek.
Kendisiyle görüşmek için günlerdir haber bekleyen eski başkanlardan Necati Erdem’e geri dönmemesinin asıl nedeni de bu olabilir.
Gelelim bundan sonraki sürece…
Selçuk Öztürk, Elazığspor’un vergi borcu nedeniyle riske ettiği evini tekrar kazanmak için yol haritasını belirleyecek.
Vranjes’in sözleşmesinde yazan “500 bin Euro getirirse serbest kalır” maddesinin işleyecek olmasıyla gelecek olan bu para; Selçuk Öztürk’ün riske ettiği evini geri alması için yetmese de, çoğunu karşılayacak.
Üstüne, kaleci Zülküf’ün satılmasıyla gelecek para da yine vergi borçlarına gidecek ve Selçuk Öztürk’ün evinin üzerindeki risk de büyük ölçüde ortadan kalkacak.
Serdar Gürler, Deniz Yılmaz, Onur Ayık gibi oyuncuların satılmasıyla gelecek paraların Selçuk Öztürk’e aktarılmasıyla Öztürk’ün alacağı da büyük ölçüde ödenmiş olacak.
İşin özü şudur…
Taktik; sadece sahada uygulanan bir metot olmaktan çıktı.
Şimdi saha dışında da tarafların taktik anlayışıyla bir takım beklentiler ne yazık ki heba oluyor.
Takımlar kadrolarını yapıp sahaya çıkmaya hazırlanırken, sahibi olmayan Elazığspor’umuz üzerinden oyunlar oynanıyor, isteyen atını istediği gibi oynatıyor.
