Elazığspor’a dair dedik ya yazımızın başlığında…
Neresinden başlasak ki?
Sahipsizliğinden mi, yönetimsizliğinden mi, sportif başarısızlığından mı?
Stadyumundan mı, parasızlığından mı, yoksa gündemi gereksiz yere işgal eden Mitomani hastalığına tutulmuş, kişilik bozukluğu olan insanlardan mı?
Hangisinden başlarsak başlayalım, ucu Elazığspor’a gelip dayanıyor.
Canlı yayınlar eşliğinde kulüp başkanlığına aday olduğu açıklanan ve ardından da seçilen İrfan Yumakgil’in belirli imkânlarla sürdürdüğü başkanlığı, nihayetinde geçtiğimiz ay içerisinde sona ermiş ve o günden bugüne kadar da Elazığspor’umuz kulüp çalışanlarının, teknik direktör Orhan Kaynak ve futbolcularının iyi niyetleriyle hayatını-şimdilik- devam ettiriyor.
Dışarıda olsa da İrfan Yumakgil’in sunduğu maddi ve manevi katkıları da görmezden gelemeyiz.
Bir de dışarıdan katkı sunanlar var, az da olsa…
Başkalarının piyon gibi öne sürdüğü, yaptığı 3 kuruşluk yardımlarla sosyal medyada canlı yayınlar yaparak kendini “Elazığspor’un kurtarıcısı” zannedenden tutun da, bu tiplerin yaptıklarının en az 10-20 katı yardımları kulübe yaparak, adının baş harfinin dahi geçmesini istemeyen gizli kahramanları, “efsane” başkanları da görmek mümkün…
Anladınız siz kimler olduğunu…
Biriken primleri, “bugün-yarın ödeyeceğim” diyerek insanları oyalayan, son olarak da “Ümraniye maçı öncesinde ödeyeceğim”diyerek, primleri ödememek için maça dahi gitmeyen ve sayfasında primlerle ilgili paylaşımlarını kaldıran yalancı...
Diğer adı Mitomani.
Mitomani, yani yalan söyleme hastalığı nedeniyle kendisini olduğundan daha farklı gösterse de toplumda, aslında biz onun kim olduğunu çok iyi biliyoruz.
Attığı iftiralar, söylediği yalanlar nedeniyle yüzü; o söz verip de Elazığspor’a göndermediği kömürün karası gibi olacak her daim…
*** *** ***
Ümraniye’den bahsetmişken, biraz da maça değinelim…
Genç oyuncularımızın maça damga vurduğu bir müsabaka oldu.
İlk yarı evsahibi takımın oyunu Elazığspor yarı alanına yığıp, önde baskı kurduğu bir devre oldu. Çıkamadık, dolayısıyla da pozisyon bulamadık ilk yarıda.
Genç oyuncu Eren Çinkılıç’ın 28. dakikada yenilen golden önce baskı yiyip topu bir türlü uzaklaştıramayışı, dönüp kalemizde gol oldu.
Aynı şekilde gelecekte iyi bir oyuncu olacağının izlenimlerini veren Murathan’ın da ceza alanından rakibine yaptığı kontrolsüz hareketin karşılığında penaltıdan yenilen gol; hiç de fena oynamadığımız ikinci yarıda gereksiz bir hareket ve gereksiz bir mağlubiyet oldu bizim için.
Mahalli idareler seçimi öncesinde Belediye başkan adayları netlik kazanırken, seçilecek olan başkanın ilk icraatlarından biri de Elazığspor’u yaşatmak için kaynak ve güçlü bir yönetimoluşturmak olacak.
Bu vesileyle yarım asırlık koca çınar Elazığspor ya yoluna “devam”edecek, ya da beklentiler sona erip, bordo beyazlı kulüp “tarih”olacak.