Maçın Ümraniye’den Atatürk Olimpiyat stadyumuna alınması Elazığspor açısından avantaj olsa da, her iki takım seyircisine de ters bir yerdeydi İstanbul’un atıl stadyumu…
Trilyonlarca para harcanarak mükemmel bir tesis haline getirilen Atatürk olimpiyat stadyumunda uzun aradan sonra futbol oynanması, İstanbul’da bizim Elazığlıları pek heyecanlandırmadı doğrusu…
Yaklaşık 150 kişilik bir Elazığspor taraftarının destek verdiği tribünlerde 600-700 kişilik bir Ümraniyespor taraftarı da takımını coşkuyla destekledi İkitelli’de…
İstanbul’da 250 bini kayıtlı olmak üzere, yaklaşık 400 bin Elazığlının yaşadığı söyleniyor.
Gelen 150 kişi acı gerçeği önümüze koyuyor zaten.
Yüzde 10’undan vazgeçtik, yüzde 1’i gelseydi İstanbul’daki Elazığlılar’ın, 4 bin kişiyle meşale yakardık Olimpiyatta…
Malatyalılar’ın İstanbul’da Vodafone Arena’yı tıklım tıklım doldurarak takımlarını yalnız bırakmadıkları aynı günde üzüntüm; Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe için gününü-gecesini harcayanların, yılda bir defa İstanbul’a gelen doğdukları şehrin takımını, Elazığspor’u gurbet elde yalnız bırakmalarıydı.
Elazığspor’u desteklemek için mesafe gözetmeksizin stadyuma koşanlara teşekkür ederken, mazeretsiz gelmeyenlere; üç büyüklerin maçlarında başarılar dilerim.
*** *** ***
Antalya kampının ardından İstanbul’daki maça gelen Elazığspor’u Ümraniyespor karşısında yorgun gördüğümü hemen belirtmek isterim.
Sıcak iklimden gelip çok soğuk bir günde maç oynamanın sıkıntısı bir yana, Elazığsporlu oyuncuların maç boyunca üçüncü bölge dediğimiz rakip kaleye en yakın yerde pek görünmemeleri, bence bu yorgunluğun bariz belirtileriydi.
Koca bir 90 dakikada golün dışında Ümraniyespor kalecisi pek rahatsız olmazken, Elazığspor savunması özellikle sol tarafından büyük gedikler verdi.
Maçın daha başlarında skandal hakemin Traore, Onur ve Tom’a ihtar göstererek Elazığspor’lu oyuncuları sindirirken, bunun dışında skora tesir edecek hatalar yapmaması da sevindiriciydi.
Elazığspor adına oyun kötü giderken, 35.dakikada Cajic’in arka direkte dokunarak attığı gol, soğuk havada içimizi ısıtsa da, ikinci yarıda geriye yaslanan Elazığsporlu oyuncuların geriye yaslanmasını fırsat bilen Ümraniyespor’un baskısı; adeta gollerin habercisi oldu.
Düşünsenize, Tom’un bile bu baskıdan dolayı geriye gelerek top çıkartmaya çalışırken kaptırdığı top Steve Beleck’in göstere göstere gol atmasına sebep olurken, Murat Kalkan da hemen önündeki topa müdahale edemeyerek bizler gibi golü sadece seyretti kaleci Serdar’la birlikte.
Timur konusunda hep ısrarcı olan Bayram hocanın bu oyuncuyu geç de olsa oyundan alması doğru olsa da, giren oyuncuda Diarra ilk tercihi olmalıydı ki; rakip takım oyuncuları da Diarra gibi isimli ve etkili bir oyuncudan dolayı fazla öne çıkmamalıydılar.
İkinci oyuncu değişikliğinde ise Traore’den önce yorgunluğu gözlerden kaçmayan Tom oyundan alınmalı, yerine Youssef veya Berk tercihlerden biri olmalıydı.
Son oyuncu değişikliği hakkını kullanmayan Bayram hocanın asıl sıkıntının savunmanın sağında ve solundan kaynaklandığını görse de, yedeklere dönüp baktığında pek fazla yapacak bir hamlesi de yoktu doğrusu…
Ara transfer döneminde kadrosuna 9 oyuncuyu katarak oyuncu tercihlerinde zorlanacağını tahmin ettiğimiz Bayram Bektaş’ın bir an evvel yeni transferleri hazır hale getirmesini istiyoruz.
Gerek hep övgüyle bahsettiğimiz eski oyuncuların, gerekse de takıma katılan yenilerin katkılarıyla Elazığspor’un bulunduğu darboğazdan en kısa zamanda çıkacağına yürekten inanıyoruz.