FISTIK GİBİ MAÇ!
Gaziantep'e maça gelmek keyiftir. Hoca, baklava dilimi yapıyoruz der, aklın İmam Çağdaş'a gider.İleride tek forvet oynuyoruz dersin, Ali Nazik ben mi der! Hep birlikte hücum ediyoruz dersin, fıstık , pestil, ceviz peşine düşer. Maçı biz kazandık deseniz de, Ali Haydar hep kazanmıştır. Şakası bir yana, Gaziantep'e gelen takımın ilk rakibi Gaziantepspor değil, Gaziantep mutfağıdır. Çok yersen, çok üzülürsün(...) Gaziantep'te Sergen'den önce Sergen'den sonra durumu hep konuşuluyor. Daha önce üzerinde ölü toprağı olan takım, canlandı; keyif veriyor, keyif alıyor. Tabii bunu yapacak elinde çok iyi isimler, özgüven abidesi, hoca Sergen Yalçın var! Galatasaray karşısında da 1 puana fit bir takım görmeyeceğiz. Galatasaray Elazığ'da adeta kupa gazisi oldu. Sonradan girip oyunu forse eden Aydın Yılmaz'ı kaybetti.Golcü Burak da yok. Gaziantep deplasmanı her manada zor geçecek. Elazığ'daki futbol Elazığ'da kalmadıysa, yarışta olan Galatasaray Gaziantep'te kalır! Burası Gaziantep... -Ne vereyim abime!
RÖVANŞ VAKTİ!
İlk yarının ilk maçı, ilk acısıydı Torku Konyaspor. İkinci yarının ilk maçı, ilk sevinci olacak mı? Cevabı aranan soru bu! Tribüne koşan da, televizyonu başına geçen de, kulağı radyoda olan da hep bu sorunun cevabını merak edecek. İlk maçlar zordur. Rehavet, heyecan, rakiplerin peşinde oluşu, gelen sonuçlar; hep zorlaştırır işini. Kolayca yaptıklarını zor yapmaya başlarsın. Kolay sandığın maç zor geçer. Torku Konyaspor İstanbul'a, "Mahalle Bakkal'ı Süpermarkete karşı!" mantalitesiyle geliyor. Anadolu temsilcisinin önceliği direnmek ve 1 puan almak.Alabilir mi, sahaya çıkmadan her rakip buradan puan ya da puanlar alabilir, almayı hayal edebilir. Dikdörtgenin içi zordur. Kadıköy'ün çimlerinde ise çok çok zordur! Sendromsuz bir Pazartesi maçı. Bu dersi çalışmıştık değil mi?
