7 PUAN, 8 KÖŞE!
Kafadan şu tahrik edici soruyu sorarak başlıyorum. "Fenerbahçe niçin daha büyük?" Daha sahaya bile çıkmadan; rakiplerinin, kazandığını sanması, kazanacağına inanmasından dolayı, tabii ki! Sebep? Şampiyonluk yolundaki ezeli dostlarının; "Bizden bu kadar(!)" diyen oyunları, tabelaya yansıyan sonuçlarından dolayı tabii ki! Tek cümle ile işi özetlersek; Fenerbahçe'nin rakipleri Karadeniz'de kaldı! Geçen hafta maç, bu hafta lig tatil edildi! Siz rakipler olarak, bu ligin en kazanılması gereken maçlarını kazanamıyorsanız, 52 bin aşk dolu insanla Fenerbahçe tabii ki ne yapar-eder bu maçı hanesine sevinç üç puanları olarak yazar. Bu saatten sonra; Saraçoğlu'nda rakibin kim olduğunun bile önemi yok artık. Bunu bilmek için, tribündeki nidacı, kulübedeki Hikmet Karaman da olmanız gerekmez! Ersun Yanal'ın çıkaracağı 11'ine, 12.adamın Kadıköy rıhtımından duyulan uğultusuna bakmanız yeterli! Hele bir de sahaya çıkıp; 7 puan, 8 köşe sevinç olacaksa... Kar da erir, buzda erir, Erciyes'te erir. Beyler; bu yıl geçti, seneye bakalım!
AVRUPA BİLETİ!
Haftanın en kritik maçı desem, çok komik olur muyum? Ya da, Roberto Carlos'un El Clasico'da bile bu kadar heyecanlanmayacağını, içinin bu maçta kıpır kıpır olacağını söylesem! Hadi bunu da diyeyim; Fenerbahçe maçı değil, Hami Mandıralı'nın gerçek kader maçının bu maç olduğunu söylesem! Herkeste biliyor, tam bir dördüncülük kapışması! Evinin Yiğido'su, dışarıda kayıp Trabzonspor'u konuk ediyor. Düne bakmak, bugüne fayda vermez. Bugüne dönmek lazım! Her şey hazırsa, bizde hazırız. Heyecan başlasın...
