DÜZEN DEĞİŞECEK Mİ?
Bülent TEKİN
Elazığspor fırtınalı başlayan, sezon boyunca savrulmalar yaşanan bir sezonu geride bıraktı ve futbol adına önemli dersler çıkartılacak deneyimler kazandı.
Gerçi, Temel'i asmaya götürmüşler, son sözün ne demişler Temel de ha pu bana bir ders oldu demiş!
Hep yazdık uzun sürede yazacağa benzediğimiz temel sorunları çözmeden, bir kenara iterek yapılacak her türlü yönetim anlayışının sorun çözme yerine sorun üreteceği ve sorunun bir parçası olacağı gerçeğinin uygulamada değişmediğini gördük.
Ne yazık ki! Son kongrede de skandal ve ucu açık bütçenin Elazığspor sever üyeler tarafından onaylandığını görünce, sevgi kavramının sorgulanmadan doğruyu bulamayacağımızı gördük… Eğer hal böyleyse Allah Elazığsporu. Elazığsporu sevenlerden korusun derim.
Eski yönetimde, eski başkanın beyan ettiği gibi bu takıma kurtarıcı olarak gelmişti… Ama başkanın kongrede söylemediği bir şey vardı ve oda Elazığsporu daha kurtarmaya başlamadan eski yönetimin afakî hesaplarını 2 taksitte kabullenerek önce onları kurtardığı gerçeğiydi bu… Hesapsız harcamalardaki rahatlığı da belki bundandı diyebiliriz.
Sonuç olarak 4 yıl kötü yönetilen, Kulübü batma noktasına getiren bu anlayış maalesef ki onaylandı, sorgulanmadan yapanın yanına kar bırakıldı.
Türk futbolunun. Halen bakkal bile yönetilemeyecek bir dernekler kanunuyla yönetilmesi, devasa bütçelerin bu yapıyla idare edilmesi kronik bir hastalıktır ve bundan faydalanmaya çalışanların da iştahlarını kabartan, ağızlarını sulandıran bir sömürü cazibe alanıdır.
Umudumuz yeni yönetimin Elazığsporu kurumsallaştırmasıdır… İlk etapta da bu köhne tüzüğü iyileştirerek yönetilebilinir bir yapıya dönüştürmesidir.
Bunu yapabilmek içinde, ivedilikle zaman geçirmeden, kulübün idari ve teknik birimlerine ahbap çavuş ilişkileriyle gelenleri değil de profesyonelleri monte etmektir… Yok eski başkanın dediği gibi “Antrenör de benim, psikolog da benim… Ben bu işi öğrendim” bizim profesyonellere ihtiyacımız yoktur anlayışı devam ederse gelecek bu günden daha iyi olmaz.
Eğer bu kulübün başarılı olması isteniyorsa, bu takımın formasını giymiş, sahada ter akıtmış, soyunma odasının tozunu yutmuş değerlere görev verilmeli bunlardan yararlanılmalıdır… Dünyada başarılı olmuş takımların yaptığı budur ve bunun başka yolu da yoktur… En önemlisi de görev verirken yetkide vermek gerekir… Şu anda görevde olanları da kaybetmemek gerekir.
Son olarak gelen yönetim kurtarıcıyım her istediğimi yaparım derse, bu iş olmaz ve her zaman olduğu gibi bu kulüpte kurtarıcılardan kurtulamaz.
Bu yazdıklarımız tabii ki herkesin bildiği şeyler, yeni yönetimde muhakkak bunları biliyordur… Bizim temennimizde bunları hayata geçirebilmeleri ve uygulamalarıdır… Yeni yönetime başarılar dilerim.