Uzun bir aradan sonra, Elazığspor ezeli rakibi Malatyasporu kendi evinde 1-2 lik skorla devirerek taraftarını sevindirdi ve onlara erken bir Bayram hediyesi verdi… Bu tip ezeli rakipler arasında oynanan maçlarda oynanan futboldan ziyade skor önemlidir ve takımımızda Malatya”da bunu başarmıştır… Bu galibiyetten dolayı onları kutlamak gerekir.
Yıllardır plansız, programsız yapılan işlerin, halının altına süpürülen yanlışların bu kulübü getirdiği nokta da sn kulüp başkanı Öztürk’ün hemen maçın akabinde yaptığı açıklamalarla, ayaküstü durum tespitiyle net olarak ortaya çıktı… Taraftarın sevinci de böyle bir galibiyetten sonra yaşanamadan kursakların da bırakıldı.
Peki; bu durum sürpriz miydi? Kesinlikle değildi ama bu kadarda erken beklenmiyordu… Bütün spor medyası mensupları yazan çizenler bu sezon ki iyi gidişin ödemelerin gününün geldiği zaman bozulabileceği endişesini yaşıyorlardı ama takıma zarar vermemek için dillendirmiyorlardı…
Bunun erken yaşanması gerçekten denizin bittiğinden mi? Yoksa böyle önemli bir maç sonrası yapacağı etkiden mi? Oldu bunu bilmek zor… Hangi sebepten olursa olsun krizin büyük olduğu ve ortada sürdürülemeyecek bir durum olduğu gerçeği var.
Yönetimin 3-4 yıldır sürdürdüğü politikaların bu işi bu noktaya getireceği öngörülüyordu… Hatta bu politikayla futbol mezarlığına gömülmek zorunda kalan takımlar örnek gösteriliyordu ama kimse bunu Sayın Öztürk”e anlatamıyordu… İşin garibi de başkanın son açıklamasında bunu örnek göstermek zorunda kalmasıydı… Bundan 3-4 yıl önce eski futbolcu ve basın mensuplarının olduğu bir toplantıda tüm bu gün yaşananlar yaşanabilir dikkat edilmesi gerekir denildiğinde uyarıldığında da kendisi “Para benim akıl da benim” dediğini de başkanın unutmaması gerekir.
Ayrıca sayın başkan “yıllardır hep ima ettiği bir türlü deşifre etmediği” kendisine bu 20-25 milyonluk borcu bir şekilde yükleyenleri sonra yalnız bırakanları da açıklamalı gerçekleri kamuoyuyla paylaşmalıdır… Dahası da dün 40-45 milyon denilen borcun başkanın son açıklamalarında kendi telaffuzuyla 100 milyonlara vurmasını da ayrıntılı bir şekilde kamuoyuna izah etmesi gerekir.
Bu kulüpte yanlış yapan sadece bu başkan mıdır? Tek günah keçisi başkan mıdır? Kesinlikle hayır… Bu kulübün bu duruma gelmesinde çok günahı olanlar vardır. Hem günahları çoktur hem de hiç riske girmeden, bedel ödemeden sürdükleri sefa çoktur… fakat onlar bu gün kenara çekilmiş Elazığspor dan, Belediyespor dan haksız yollarla elde edilmiş onca kazanımlarına rağmen yine takımı sömürmek için fırsat beklemektedirler… Bu adamlar sadece başkanlık yapanlar değildir… Bunlara çanak tutan siyasileri ve camianın fırsatçı, omurgasız insanlarını da eklemek gerekir... Medyada ki “padişahım sen çok yaşacıları” da unutmamak lazım…
Gelelim günümüze olan olmuş, yapılan yapılmıştır önemli olan bu kriz nasıl çözülebilinir başkanın ona yoğunlaşması gerekir… Bu işi çözecek yine Elazığ’ın dinamikleridir, siyasettir, belediyedir belediye başkanıdır… Ama bunların çözüm yolu da birileriyle medya üzerinden bilek güreşi yapmak, gider yapmak değildir… Bu üslup sorunları çözmez aksine krizi daha da derinleştir hem kendi yıpranır hem de kurumlar yıpranır bunun da kimseye yararı olmaz.
Geldiğimiz noktada Sn başkan onca alacağını bırakıp gitmeyeceğine, bu borç yükü nedeniyle talip çıkmayacağına göre “bu yönetim anlayışını değiştirme, kurumsallaşmanın gereklerini yapma, şeffaflaşma koşuluyla” başkanın var dediği projelerini değerlendirme ve Elazığspor’a kalıcı gelirler sağlama için birilerinin gecikmeden düğmeye basması gerekir… Kazananın Elazığspor olacağı kişilerin inisiyatifine bırakılmadan, denetlenebilir olacak bir çözümün geçmişte heba olan palyatif desteklerden farklı olarak hayata geçirilmesi gerekir.
Aksi halde Elazığ halkının nerdeyse tek sosyal penceresi olan, Elazığın en önemli sosyal dinamiği olan Elazığspor’un ellerimizden kayıp gitmesi kaçınılmazdır… Bunun vebali altından da kimse kalkamaz.
